erzurumlu ibrahim hakkı marifetname burçların özellikleri
Marifetname- Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz. Zaman zaman doğruların izafîlik kesbettiği durumlar ortaya çıkmış, bu durumda adil devlet adamları, sanatkarlar ve filozoflar öne geçmiş fakat düşünceleri yada sistemleri bir türlü evrensel ve kalıcı olamamıştır. Mutlak doğru Allah (c.c)'ın razı olduğu İslam'dır.
Marifetname Kitabı Hakkında. Marifetname İbrahim Hakkı tarafından yazılmış olan ve en önemli eserlerinden bir tanesidir. Fen bilimleri ile ilgili oldukça geniş bir bilgiye sahip olan bu kitap ansiklopedik bir özellik taşımaktadır. İbrahim Hakkı’nın 1757 yılında yazmış olduğu Marifetname yaklaşık 600 sayfadan
ERZURUMLUİBRAHİM HAKKI’NIN DÜŞÜNCE DÜNYASINDAN BAZI GÖRÜNÜMLER Hüsameddin ERDEM Prof. Dr., S. Ü. İlahiyat Fakültesi Din Felsefesi Öğretim Üyesi Tarih, kültür, din ve bilim açısından oldukça büyük bir insan olan İbrahim Hakkı (1703-1780), aynı zamanda, XVIII. yüzyılın yetiştirdiği
Mârifetnâme’nin İbrahim Hakkı’nın en önemli eseri olduğu bilinmektedir. Onun Urvetü’l-İslâm, Nuhbetü’l-kelâm ve Ülfetü’l-enâm adlı eserleri büyük ölçüde Mârifetnâme ’den yaptığı alıntılarla meydana gelmiştir ( DİA, XXI, 310). Eserin birçok yazma nüshasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Marifetname- Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri; Bu üründen en fazla 10 adet sipariş verilebilir. 10 adetin üzerindeki siparişleri Trendyol iptal etme hakkını saklı tutar. Kampanya fiyatından satılmak üzere 5 adetten az stok bulunmaktadır. İncelemiş olduğunuz ürünün satış fiyatını satıcı belirlemektedir.
Site De Rencontres Sérieuses Totalement Gratuit. 18. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda Batı ve Doğu kültürlerini bir arada aktarmaya çalışan önemli düşünürlerden birisi de Erzurumlu İbrahim Hakkı, 1703'de Hasankale'de doğmuştur. 1747'de İstanbul'a gitmiş ve Sultan I. Mahmud'un Saray Kütüphanesi'nde çalışmaya başlamıştır. Daha sonra müderrislik yapmasının uygun olduğu düşünülerek Erzurum Abdurrahman Gazi Zaviyedarlığı'na atanmıştır. 1755'te bir kez daha İstanbul'a giden İbrahim Hakkı, 1757'de Hasankale'ye dönmüş ve ünlü eseri Marifetname'yi yazmaya başlamıştır. 1798'de ölmüştür. Eserlerinde güzel ahlakı, dini heyecanı, ilahi aşkı işleyen İbrahim Hakkı, aynı zamanda bilim, bilimin önemi ve bilimsel faaliyetlerin değerini de vurgulamıştır. Bu amaçla bir çok eser kaleme almıştır. Ancak onun en çok tanınan eseri ise Marifetname'dir. Doğu ve Batı biliminin birlikte verilmeye çalışıldığı ansiklopedik bu kitap, nazım ve nesir şeklinde kaleme alınmış, ağdalı bir dille yazılmış hacimli bir kitaptır. Kitabın değişik tarihlerde bir çok baskısı yapılmış, ayrıca Fransızca ve Farsçaya da çevrilmiştir. Bu da onun yazıldığı tarihten sonraki dönemlerde de ilgi çektiğini göstermesi bakımından önemlidir. Eser bir giriş, üç anabölüm ve bir sonuçtan oluşmaktadır. Girişte evrenin yaradılışı, gökler, melekler, cennetler, Güneş, Ay, yıldızlar, Ay ve Güneş tutulması, Kaf Dağı, Arz'ın katmanları, cehennem, Adem'in yaratılışı ve kıyamet belirtileri gibi konularda açıklamalar yer almaktadır. Birinci bölüm hikmet, felsefe ve tasavvufla ilgilidir. Maddenin mahiyeti, arazlar, akıllar, ruhlar ve varlığın temelini oluşturan dört unsur konusunda bilgiler içermektedir. Yine bu bölümde aritmetik, geometri, astronomi ve astroloji, denizlerin ve karaların yararları, iklimler, yeni ve eski astronomi sistemleri, madenler, bitki ve hayvanlar alemi, ve evrim konusunda bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde ise insan anatomisi, canlı fizyolojisi, insanda yapı ve karakter arasındaki ilişkiyi ele alan kıyafetname bölümü, rüyalar, ruh ve beden temizliği, yemek ve uyku rejimi, cinsel ilişki, ölümün gerekliliği, ruh ve beden ikilemi, ruhun bedenden ayrılması konuları işlenmiştir. Üçüncü bölüm ise, insan için bilginin önemi, Kuran'ın bu konularda sağladığı yarar ve önem, öteki dünya, akıl, zikr ve özellikleri, evliya hikmeti ve faziletleri gibi konulara ayrılmıştır. Sonuç bölümünde ise ahlak ve görgü kuralları ele alınmıştır. Burada güzel ahlakın öneminden, eğitim ve öğretimin ilkelerinden, köle ve efendisinin davranış esaslarından, akrabaların birbirlerine nasıl davranması gerektiğinden, velilerin ve fakihlerin davranışlarının nasıl olması gerektiğinden söz edilmiştir. Kitap incelendiğinde, Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın üzerinde en çok durduğu konunun astronomi olduğu görülür. Burada Batlamyus ve Copernicus kuramları hakkında ayrıntılı bilgi vermiştir. Eski ve yeniyi kaynaştırma isteğinin güzel bir örneği olan bu anlatımında İbrahim Hakkı aynı zamanda, Dünya'nın yuvarlaklığını göstermek için daha önceden bilinen bir çok delili sıraladıktan sonra, gezegenler, yere olan uzaklıkları, burçlar, diğer yıldızların ve gezegenlerin Güneş'e göre pozisyonları hakkında da bilgiler vermiştir. Yine yapıtta Doğu ve Batı yarıkürelerinin haritaları verilmiş, Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları oldukça güzel bir şekilde gösterilmiştir. İbrahim Hakkı'nın üzerinde durduğu diğer bir konu da canlı yapısı ve işlevidir. Ona göre, insanın kemiği, kası, ve çeşitli organları hakkında bilgi sahibi olmak Yüce Tanrı'yı anlamak, onun büyüklüğünü, sanatının gücünü kavramakta yararlı olacaktır. Marifetname'nin en ilginç kısımlarından birisi de Kıyafetname adı verilen kısmıdır. Manzum olan bu kısımda karakterle insan yapısı arasındaki sıkı ilişkiyi göstermeye çalışmıştır. Bu konuya duyulan ilgi aslında oldukça eskidir. Eski Yunan ve Çin'de bu konuya ilişkin açıklamalar bulmak olanaklı olduğu gibi, daha sonraki dönemlerde de konu yaygınlığını korumuş ve 19. yüzyılda psikolojinin ilgi alanına girmiştir. Mesela, Sigmund Freud ve Carl Gustav Jung da konuyla ilgili açıklamalarda bulunmuşlardır. Daha sonra, Dr. Kretschner 400'e yakın hastası üzerinde yaptığı araştırmalar sonucu, çehre ve kafa yapısı ile beden yapısı arasında sıkı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Ancak konunun bilimselliği hala tartışmalıdır.
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI KİMDİR? 18 Mayıs 1703 yılında Erzurum Haskale’de doğan İbrahim Hakkı, toplumda Erzurumlu İbrahim Hakkı olarak tanınmaktadır. Erzurumlu İbrahim Hakkı mutasavıf, alim ve sosyologtur. Annesi Hanife Hatun’un soyu İslamiyetin kurucusu Hz. Muhammed’e kadar uzandığı söylenmektedir. Babası ise Derviş Osman’dır. Küçük yaşta annesini kaybeden İbrahim Hakkı, amcasının yanında kalarak eğitimine bir süre daha burada devam etmiştir. Eşinin ölümünün ardından Tillo’ya giderek Kadiri şeyhlerinden İsmail Fakirullah’ın cemiyetine katılmıştır. Eğitimini bir süre amcasının yanında devam eden İbrahim Hakkı, 9 yaşına geldiğinde amcası ile birlikte babasının yanına Tillo’ya gitmişlerdir. Burada tefsir, hadis ve fıkıh eğitimi alan İbrahim Hakkı, daha sonra Molla Muhammed al- Suhrani’den astronomi ve matematik dersleri almıştır. Birçok önemli esere imza atmış olan İbrahim Hakkı, düz yazı ve manzum olarak toplamda 15 eser yazmıştır. İbrahim Hakkı, astronomi, fizik, psikoloji, sosyoloji ve din gibi birbirinden önemli bu alanlar üzerinde birçok çalışmaya imza atmıştır. Tasavvuftan edebiyata kadar pek çok alanda bilgi sahibi olan İbrahim Hakkı, 18. yüzyıl klasik İslam kültürünün Osmanlı’daki son temsilcilerinden biri olarak sayılmaktadır. Erzurumlu İbrahim Hakkı, 22 Haziran 1780 tarihinde vefat etmiş ve Şiir’tin Tillo ilçesinde defnedilmiştir. Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın en önemli eserleri Divan ve Marifetname olarak belirtilmektedir. Marifetname eserini halkın anlayabileceği şekilde yazmış ve tasavvufi konuların yanı sıra astronomi ve fen bilimlerini kapsayan birçok konuya yer vermiştir. Ansiklopedik özelliğe sahip olan Marifetname, 1757 yılında tamamlanmıştır. Kitabın yazım sürecinde yaklaşık 400 kitaptan yararlanıldığı söylenirken ilk defa bu kitapta Güneş Sistemi hey’et-i cedide’ anlatılmıştır. MARİFETNAME NEDİR? Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri'nin en önemli eserlerinden biri olan Marifetname, 1757 yılında yazımı tamamlanmış ansiklopedi türünde bir eserdir. Yaklaşık 600 sayfa olan eser, 400 kitaptan yararlanılarak yazılmıştır. Mısır ve İstabul'da farklı tarihlerde basılan bu eser, aynı zamanda Arapça’dan Farsça’ya da çevrilmiştir. Önsüzü tamamen dini olarak hazırlanan eserde, tasavvuftan, edebiyata, edebiyattan astronomiye kadar pek çok konu yer almıştır. Bir önsöz, bir sonsöz ve üç büyük bölümün yanı sıra her bölüm alt bölümlere ayrılarak hazırlanmıştır. Ana konuların yanı sıra konu aralarında beyitler ve şiirler yer almıştır. Birinci Bölüm; Allahın varlığı ve birliği anlatılan birinci bölümde; madenler, bitkiler, insanlar, coğrafya, takvim, geometri ve astronomi konuları yer alır. İkinci Bölüm; Anatomi ve fizyolojinin anlatıldığı ikinci bölümde; insan vücudu estetik ve yapısal anlamda anlatılırken insanın huylarına da yer verilmiştir. İkinci bölümün sonlarına doğru insan ruhu, insan sağlığı ve ölüm konuları detaylıca anlatılmıştır. Üçüncü Bölüm; Bir başka değişle törebilimi olarak nitelendirilen üçüncü ve son bölümde; öğrenci öğretmen ilişkileri, öğretimin yolu ve yöntemleri, anne ve babaya karşı çocuğun tutumu, evlilik, karı koca ilişkileri, anne babanın çocuklarına karşı tutumları, eş, dost, komşu ve akraba ilişkileri gibi konular detaylıca incelenmiştir. MARİFETNAME – ÇOCUĞUNUZUN CİNSİYETİ KIZ MI ERKEK Mİ? 300 yıl önce yazılmış olan, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetname adlı eserinde yer alan bilgilere göre; cima vaktine göre bebeğinizin cinsiyetini, huy ve karakterini öğrenmeniz mümkün. Bilim adamı ve mutasavvıf olan Erzurumlu İbrahim Hakkı, ansiklopedi tarzındaki kitabında astronomiden kadın-erkek ilişkilerine kadar pek çok konuya değinmiştir. Cima Sözlükte cinsel ilişkide bulunma anlamına gelen cima, kadın ve erkek arasındaki cinsi münasebet anlamına gelen fıkıh terimi. Cima Vakitlerine Göre Bebeğin Cinsiyeti Erkeğin suyu erken gelip de çok olursa, çocuk öncelikle oğlan olup, ekseriya amcasına benzer. Eğer erkeğin suyu erken gelip de kadınınki çok olursa çabuk akma sebebiyle çocuk oğlan, fakat kadınınkinin çokluğu dolayısıyla çocuk dayısına benzer. Eğer kadının suyu daha evvel gelir ve fakat erkeğin suyu daha bol olursa o zaman çabukevvel akması sebebiyle çocuk kız olur fakat erkeğin suyunun çokluğu nedeniyle kız halasına benzer. Eğer kadının suyu erkekten evvel gelir ve onunkinden çok olursa doğan çocuk kız olur ve fakat daha çok teyzesine benzer. Erkek ve kadının birleşik menileri rahmin dört ağzından yalnızca birine girerse çocuk bir, iki ağza girerse çocuk iki, üçüne girerse üç, dördüne girerse dört çocuk doğar. ►Çin Takvimi ile Bebek Cinsiyeti Belirleme İçin Tıklayınız... Otomatik Hesaplama Robotu , Cima Vakitlerine Göre Çocuk Karakter Analizi Cima sırasında konuşanın çocuğu dilsiz olur. Cimada öpüşenin çocuğu sağır olur. Başkalarının yanında cima edenin çocuğu hırsız olur. Öğleden sonra yapılan çocuğun gözü şaşı olur. Kadının rızası dışında cima yapılırsa çocuk ahmak olur. Ayın ilk günü yapılan çocuk güzel olur. Pazartesi gecesi cima yapılırsa çocuk Kur’an hafızı olur. Salı gecesi cima yapılırsa çocuk cömert ve merhametli olur. Çarşamba günü cima yapılırsa çocuk öldürmeye meğilli olur. Perşembe gecesi cima yapılırsa çocuk alim ve amil olur. Cuma namazından önce cima yapılırsa çocuk mutlu ve ölümünde şehit olur. Cuma gecesi cima yapılırsa çocuk abid ve arif olur. Pazar gecesi cima yapılırsa çocuk yol kesici olur. Ramazan bayramı gecesi cima yapılırsa doğan çocuk serkeş ve inatçı olur. Kurban bayramı gecesi cima yapılırsa doğan çocuk 4 ya da 6 parmaklı olur. Ayakta yapılan cima sonucu doğan çocuk yatağına işer. Meyve ağacı altında yapılan cimada doğan çocuk zalim olur. ► Marifetname'den Seğirmeler ve Anlamları Marifetname – Vücuda Göre Karakter Analizi Alnı dar olanın ahlakı da dar olur. Alnı yumru olan kötü ve aldaltıcı olur. Alnı enli olanın kötü huyluluğu hastalık gibidir, ondan ayrılmaz. Alnı düzgün olan kişi emniyetli olur. Alnı kırışıksız olan tembel olur. Alnında uzun kırışıklıklar olan anlayışlı olur. Alnında pek az kırışıklık bulunan cömert olur. Ağzı küçük olan güzel olur ancak korkak olurlar. Ağzı büyük olan yiğit olur. Ağzı eğri olan kötüdür. Başı büyük olan akıllı olur. Başının üstü yassı olan keder çekmez. Başının cildi sağlam olan hayır işler. Başı kel olan kötü huyu olur. Bakışı gevşek olan süslü olur. Benzi kızıl renkli olan edeblidir. Benzi sarı olan hastalıklı olur. Benzi siyah olan tevekkel olur. Burnu biraz uzun olan anlayışsız olur. Burnu kısa olanın içinde korkusu çok olur. Burnunun ucu top gibi olan neşelidir. Burnunun ucu ağzına yakın insandan sakının. Burun delikleri geniş olanlar içinde kibir ve haset barındırır. Burnunun iki kanadı hareketli olanlarda kahır ve inat bulunur. Burnu geniş olanda şehvet hastalık haline varmıştır. Burnu eğri olan himmette bulunmayı düşünür. Burnundan konuşan kişi kibirli olur. Boynu uzun olan saf ve akıllı olur. Boynu çok uzun olan kişide olgunluk az olur. Boynu kısa olan hileli iş peşinde olur. Boynu orta uzunlukta olan kişiler hayır işleriyle uğraşır. Boynu kalın olan insan gece gündüz yemek yer. Çenesi enli olanlar kaba ve sert karakterde olur. Çenesi orta halli olanlar güzel ve akıllı olur. Çenesi ince olan erkek akılsız olur. Dudakları etli olan kişiler kızgın ve sakil ağır, uyumsuz ve kaba olur. Dişleri iri olan kötülük yapar. Dişi orta boyda olanın işi doğruluk ve esenlik olur. Gerdanı ince olan cahil olur. Gözü çukur ve eğik olanlar kibirli olur. Gözü siyah renk olan itaatkar olur. Gözü kanlı olan yiğit olur. Gözü mavi renk olan zekidir. Gözleri mavi veya gök rengi olandan uzak dur. Gözü ela renk olan edeblidir. Gözü küçük olan hafif kişiliğe sahip olur. Gözü büyük olan güçlü kişiliğe sahip olur. Gözü yumru olan hasetçi olur. Gözü orta büyüklükte olan gerçek dosttur. Gözü kıpık yarı kapalı olan çirkin ve yaramazdır. Gözü noktalı olanın nazarı çok değer. Gözü şaşı olan kötü düşünerek bakar. Gülüşü çok olan kişi hayasız olur. Kafası geniş olan ahmak olur. Kaşı kavisli olan dilber olur. Kaşı ince olan güzeldir. Kaşı ince fakat uzun olan kibirli olur. Kaş arası açık olan dürüsttür. Kaşı çatık olan hırsız olur. Kaşı çok kıllı olan kederli ve kalbi kırık olur. Kaşının ucu ince olan fitnecidir. Kokusu güzel olanın huyu da güzel olur. Kaşlarının arası kırışık olan gam yüklü olur. Kulağı geniş ve büyük olan tembel ve cahil olur. Kulağı küçük olan hırsız olur. Saçı sert olan keskin zekalı olur. Saçı yumuşak olan ehlep ve arsız olur. Saçı sarı olan kişinin aklı fikri kibir ve gazaltır. Saçı siyah olan sabırlıdır. Saçı kumral olan kendi de huyu da güzeldir. Saçı seyrek olan arif ve zarif olur. Saçı kalın kadın anlayışsız olur. Sakalı uzun olan hünersiz olur. Sakalı sık olan sakil olur. Sözü uzatmayı severler. Sakalı değirmi yuvarlak olan olgundur. Sesi ince olan erkeğin aklı fikri şehvettir. Sesi erkek gibi olan kadın yalan söyler. Sesi kaba olan merhabayı sever ve himmeti vardır. Sesi çatallı olan halkına zarar verir. Sözü hızlı söyleyen anlayışlı olur. Yüzü küçük olan kibirlidir. Yüzü büyük olan hastalıklıdır. Yüzü etki olan sakil ağır, uyumsuz ve kaba olur. Yüzü arık zayıf ve cılız olan borcuna sadık olmaz. Yüzü uzun olan yalan konuşmayı sever. Yüzü sert olan acı sözlü olur. Yufka ve kırmızı dudaklı kişi iyi ilim tahsil eder.
On sekizinci yüzyılda yaşamış büyük İslam alimi ve şairlerindendir. Risale-i Nur’da da yer alan,"Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler" veciz sözlerin yazarıdır. Hem din ilimleri hem de müsbetilimlerle uğraşan bir alimdir. Asırlar öncesinden vermiş bulunduğu ilmi bilgiler günümüzdeki bilgilerle önemli ölçüdeparalellik arz etmektedir. İbrahim Hakkı, 18 Mayıs 1703 tarihinde Erzurum’a bağlı Hasankale ilçesinde dünyaya geldi. DervişOsman Efendi ile Hasankale’nin ileri gelenlerinden birinin kızı olan Şerife Hanife’nin oğludur. Dokuz yaşında ikenamcası tarafından babasının da bulunduğu Tillo’ya götürüldü. Babası daha önceden buraya gelip İsmail Fakirullah’abağlanmış ve burada kalmaktaydı. İbrahim Hakkı Tillo’ya gelince hem uzun zamandan beri görmediği babasını gördühem de Fakirullah Hazretleri ile karşılaşınca ona karşı derin bir sevgi ve hayranlık duygusu kendisinde uyandı. Uzunbir süre Tillo’da kaldı ve Fakirullah’ın ilim ve irfanından istifade etti. İbrahim Hakkı, babasının vefatından sonra Erzurum’a geri döndü. Burada Arapça ve Farsça başta olmaküzere eğitimine ve ders almaya devam etti. Eğitimini tamamladıktan sonra tekrar Tillo’ya gitti. Bir süre burada kalarakFakirullah Hazretlerinin vefatına kadar hizmetinde bulundu. Bundan sonra tekrar Erzurum’a döndü ve bir süre imamlık arada hac farizasını yerine getirmek maksadıyla hacca gitti. Hac dönüşü Lübbü’l-Kütub adlı eserini yazdı. Bueserde kendi manzumeleri yer aldığı gibi Feridüddin, Sadi Şirazi, Nizam-ı Aruzi, Ömer Hayyam gibi meşhur şairlerinşiirlerini eserinde bir araya getirdi. İbrahim Hakkı, 1747 yılında İstanbul’a gitti. Padişah I. Mahmud ile görüşerek takdirini kütüphanesinde çalışarak özellikle astronomi konusunda araştırmalarda bulundu. İstanbul’da bulunduğu sürezarfında kendisine müderrislik payesi de verildi. Daha sonra Erzurum’a geri döndü. Daha önce yaptığı gibi imamlıkvazifesine devam etti. Akabinde ilmi faaliyetlere daha fazla zaman ayırmak maksadıyla imamlık vazifesinden çoğunu Hasankale’de geçirdi. 1755 yılında tekrar İstanlbul’a gitti. Öncekine nazaran daha fazla kalarakilmi çalışmalarını devam ettirdi. İstanbul dönüşünde yaptığı çalışmalarının da katkısıyla Marifetname’yi kısa sürede yılında tekrar Tillo’ya gitti. Fakirullah Hazretlerinin oğulları tarafından ilgiyle karşılandı. Tillo’da kalmasınısağlamak ve babalarının yerine geçmesini temin etmeye çalıştılar. Kız kardeşlerini kendisiyle evlendirdiler. Birkez daha hacca gidip döndükten sonra Tillo’da talebe yetiştirmeye başlayarak dersler verdi. Ders verdiği gibi eserleriniyazmaya devam etti. Bir ara tekrar hacca gidip dönüşte Erzurum’a gittiyse de akabinde tekrar Tillo’ya döndü. Aynızamanda Fakirullah Hazretlerinin kızı olan hanımın, akabinde yine kayınbiraderi ve Fakirullah Hazretlerinin büyük oğluolan Hamza Ganiyullah’ın vefatları kendisini çok etkiledi. 22 Haziran 1780 yılında Hakkın rahmetine kavuştu. CenazesiFakirullah Hazretlerinin türbesine defnedildi. İlme ve okumaya son derece ehemmiyet veren İbrahim Hakkı Hazretleri "İnsaniyye" adlı eserinde;"Bu zamanda en dürüst dost, en uygun meclis arkadaşı, en seçkin yoldaş, yârların en hayırlısı ve sevgililerinen sevgilisi kitaplar olduğu için bunların sohbetlerine meylimi salmışımdır" Mustafa Çağrıcı; "İbrahimHakkı Erzurumî", TDVİA. 21. C. s. 306 sözlerine yer vermektedir. Gösterdiği büyük gayret ve yaptığı araştırmalarlakendisini çok iyi yetiştirdi. Arapça’ya hakim olduğu gibi Türkçe’yi de çok güzel kullandı. Din ilimleriyle müspet ilimleri bir arada götürerek çok yönlü bir alim olarak tanındı. Sadece aklındoğrultusunda giderek yarı aydın bir alim olmadığı gibi, fen ilimlerini ihmal etmek suretiyle mutaassıp bir din adamıda değildi. Aklını fen, vicdanını da din ilimleriyle aydınlatmak suretiyle gerçeği bulmuş bir alimdi. Yoğun birbilgi birikimine sahip olup tıp, astronomi, anatomi, geometri, aritmetik, fizik, fizyoloji, felsefe, psikoloji,trigonometri, ahlak gibi muhtelif ilim dallarında geniş bir bilgiye sahip oldu. Anatomi ve insan fizyolojisi ile ilgili verdiği bilgiler ve eserindeki kayıtlar bu günün bilgileriyleparalellik arz etmektedir. Bu meyanda on iki kaburganın yönleri, fonsiyonel özellikleri, bel kemiği ve bölümleri,bilek, el kemiklerinin görevleri gibi konularda vermiş bulunduğu bilgiler dikkat çekicidir. Diğer taraftan astronomiilmi ile ilgili dikkat çekici bilgiler vermektedir. Dünyayı çevreleyen hava tabakaları ve aralarında meydana gelen gelişmeler,güneş ısısının yerden yansıdığını, yansımaya yakın yerlerin daha sıcak olacağı, yüksek yerlere çıkıldıkçasıcaklığın düşeceği, yıldırım ve gök gürültüsünün mahiyetleri, ışık dalgaları ile ses dalgalarının yayılışındakizaman farkları vb. gibi konularda aktardığı bilgiler kendinden önceki alimlerin nakillerine dayandığı gibi, önemliölçüde kendi gözlemlerine de dayanmaktadır. İbrahim Hakkı, geleneksel ilimleri takip ettiği gibi yeni gelişmeleri de takip etti. Özellikle astronomialanındaki yeni gelişmelerden haberdar oldu. Ona göre astronomi ile ilgili yeni hiçbir ilmi gelişme Allah’ın evreniyaratıp yönetmesi gerçeğine aykırı değildir ve olamaz. Bütün ilmi gelişmeler bu çerçeve içinde ilmi gelişmeleri din adına reddetmek çok büyük tehlikeleri ihtiva etmektedir. Bediüzzaman Hazretleri, dünyanınküre şeklindeki yuvarlaklık yorumuna şüphe ile bakanlara çeşitli alimlerin eserlerine müracaat etmelerini tavsiyeetmektedir. İsimleri zikredilip eserlerinin okunması tavsiye edilenlerden birisi de İbrahim Hakkı Hazretleridir. Dünyanınyuvarlak olduğunu aklına sığıştıramayana İbrahim Hakkı’nın arkasına düşmesini tavsiye eder Muhakemat s. 49.Bediüzzaman devamla İmam-ı Gazali’nin çok şiddetli olan ikazını hatırlatır; "Kim küreviyet-i arz gibi bürhan-ıkat’iyle sabit olan bir emri dine himâyet bahanesiyle inkâr ve reddetse, dine cinayet-i azîm etmiş olur. Zira bu sadâkatdeğil, hıyânettir". İbrahim Hakkı, hayatın en yüksek gayesini marifet ve marifetin en yüce derecesini de Marifetullah olarakaçıklar. Marifetullahın anahtarı kendini bilmektir. Kendini bilmenin anahtarı da alemi bilmektir. Kendini hakkıylaokuyabilen Cenabı Hakkın fiil ve sıfatlarına vakıf olabilir. İnsan, emrine verilenler üzerinde tasarrufta bulunmaimkanına sahip olduğu gibi, hem kendisini hem de kainatı tasarrufu altında bulunduran birinin varlığını anlayarakRabbine ulaşabilir. Ebedi kurtuluşa ermenin yegane yolu Kur’ân-ı Kerim ve Resulullah’ın sünnetiyle amel etmektir. Buaynı zamanda her türlü ferdi ve sosyal problemlerin çözülmesini de sağlar. İbrahim Hakkı, ilmi sonuçlarla çatışır gibi görünen hadislerin tevili yoluna gidilebileceğini ve balık kıssasının tevilini yaparken, bunun öküz ve balık burcu olarak yorumlanması gerektiğinibelirtmektedir. Diğer taraftan her şeyin din alimlerinden sorulmasının gerekmediğinden söz eder. Meselâ, dinîmeseleler dışındaki dünyevi işlerin din alimlerinden sorulmasına gerek olmadığına hükmeder. Bu ifadelerle pozitifilimler konusunda uygulanacak metoda açıklık getirir. Eserleri Eserlerini Türkçe, Arapça ve Farsça dillerinde yazdı. Bir kısım eserleri manzum şeklindedir. Kaside,gazel, rubai ve kıtalarında dini ve ilmi konuları işledi. Bu konulardaki fikirleri ustalıkla dile getirdi. En meşhureseri Marifetname’dir. Gerek dini gereksi din dışı konuları ihtiva eden ansiklopedik bir eserdir. Bu eser dini ve ilmianlayışını yansıtması açısından da ayrı bir öneme sahiptir. Bu eserin bir çok yazması olduğu gibi çok sayıdabaskısı da yapılmıştır. Muhtelif bölümlerden oluşan Divan’ı oğlu İsmail Fehim için tertip edilmiştir. Bu eser366 gazelden oluşmaktadır. Bu eserde Arapça ve Farsça şiirler de yer almaktadır. İnsaniyye adlı eseri çok geniş hacimlidir. Bu eser üç ayrı dilden ve yüz kırk kitaptan toplananbilgilerle vücuda getirilmiştir. Bu eserin bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesinde bulunmaktadır. Mecmuatü’l-İrfaniyyederleme bir eserdir. Bazı ayet ve hadislerle ilgili olarak İslam alimleri ve düşünürlerinin fikirleri nakledilmektedir. Çok sayıda eser vermiş olup bazıları şunlardır Mecmuatü’l-Maani, Meşariku’l-Yûh, Sefinetü’r-Ruh,Kenzü’l-Fütûh, Urvetü’l-İslâm, Hey’etü’l-İslâm, Tuhfetü’l-Kirâm vs.
MARIFETNAME - ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI ürününün 8 adet mağaza içerisinden ücretsiz kargo seçeneği ile en uygun mağaza fiyatlarını inceleyip, mağazaya git butonuna tıklayarak keyifle alışverişinizi Din Kitapları fiyatlarını ve özelliklerini inceleyerek ürün hakkında detaylı bilgiye sahip olabilirsin. MARIFETNAME - ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI yorumları okuyup, sizde yorum bırakabilirsiniz. Mağaza üzerinden alışverişler ilgili mağazanın sorumluluğundadır.
Fen bilimleri, astronomi, psikoloji, sosyoloji alanlarında dünyaca ünlü çalışmalara imza atan Türk ve Müslüman bilim adamı Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetname adlı eseri ile adını dünyaya duyurmuştur. Kitabında insan fizyolojisi, anatomisi ve burçlardan söz Hakkı Beden ve Ruh Bilimi ÇalışmalarıDoğada bulunan kraterler ile insan ruhu ve yapısı arasındaki sıkı münasebete dikkat çekmiştir. Beden ile kafa yapısı arasındaki münasebeti de açıklayan Erzurumlu İbrahim Hakkı, Batlamyus ve Kopernikus kuralları hakkında da açıklamalarda bulunmuş, gezegenler, yere olan uzaklıkları, burçlar, diğer yıldızların ve gezegenlerin güneşe göre aldığı pozisyonlar, Doğu ve Batı Yarım Kürelerinin haritaları üzerinde çalışmalar yapmıştır. Eserinde Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarını net bir şekilde göstermiş olan İbrahim Hakkı, kitabında aynı zamanda aritmetik, geometri, astronomi ve astroloji, denizlerin ve karaların yararları, iklimler, astronomi sistemleri, madenler, bitki ve hayvanlar âlemi üzerine ve evrim konusunda değerli çalışmalar yapmış ve Marifetname adlı kitabında İbrahim Hakkı EserleriDivanMarifetname
erzurumlu ibrahim hakkı marifetname burçların özellikleri