esim evi terk etti ihtarname
Yasaklı. 90. Gün sonrası ihtarname gelir 1 hafta süre verilir. Ödemezsen avukata gider dosyan. ihtarname ile ihbarnameyi karıştırıyor olmayaeın 150 300 filan. ihtarnameyi noter göndermez banka gönderir o yüzden ücreti posta masrafıdır. 90. Gün sonrası ihtarname gelir 1 hafta süre verilir.
Şeyma Meedo'yu terk etti, Acun'un evine yerleşti • 29 Ekim 2021 - 10:02 • Son Güncelleme: 29 Ekim 2021 - 10:06 Şeyma Meedo'yu terk etti, Acun'un evine yerleşti
Maicon: "Eşim beni terk etti" Galatasaray'ın tecrübeli stoperi Maicon, eşiyle ilgili çıkan haberleri doğruladı. Brezilyalı futbolcu, "Evi terk ettiği doğru.
Mal sahibi değişikliği! Yayınlanma: 23:41 - 10 Ekim 2013. Ev satıldığında mal sahibi değişikliği söz konusu olacağından mal sahibi kiracıya ihtarname çekip altı ay sonra evi boşaltmasını talep edebiliyor. Eğer böyle bir talepte bulunmazsa kira kontratı aynı şartlarla devam ediyor
31 Ağustos'ta Hatay'dan canlı yayına gelen Elif Bayraktar, yaşadıklarını şöyle anlattı: "7 aylık hamileyken eşim Tarık beni terk etti. Ailemin yanına gittim. Beni hiç aramadı
Site De Rencontres Sérieuses Totalement Gratuit. Anayasa’nın 22. maddesi gereğince kural olarak herkes haberleşme özgürlüğüne sahiptir ve haberleşmenin gizliliği esastır. Bu kapsamda cezai koruma Türk Ceza Kanunu’nun “TCK” 132 ve 139. maddeleri arasında “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” düzenlenerek yapılmıştır. Ancak, aynı madde uyarınca, ulusal güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerine müdahalenin önlenmesi nedenlerine dayalı olarak hakim kararıyla gizlilik kuralı askıya alınabilir. Ceza yargılamasında en çok tartışılan ve karışıklığa sebep olan konulardan birisi, görüntü ya da ses kayıtlarıdır. Başka bir yazımızda ses kayıtlarının delil olarak kullanılıp kullanılamayacağını incelemiştik Bkz. İlgili yazımız… Bu yazımızda ise ses kaydetmenin suç oluşturup oluşturmayacağını inceleyeceğiz. Genel olarak aleni olmayan konuşmaların diğerlerinin izni olmadan kayıt edilmesi yukarıda yer verdiğimiz TCK maddelerinden birine girer ve suç teşkil eder. Bunun sonucunda ise her ne amaçla olursa olsun görüşmeleri kaydeden, başkalarına aktaran veya herkesin ulaşabileceği yerlere yükleyen kişiler, değişik aralıklarda hapis cezalarına çarptırılabilmektedirler. Fakat, işlenmekte olan bir suça veya haksız bir saldırıya ilişkin görüşmenin kaydedilmesi suç teşkil etmemektedir. İşlenmekte olan hakaret, tehdit, rüşvet, cinsel saldırı, iftira veya şantaj gibi bir suçun delilini elde etmek için yapılan kayıtlar farklı değerlendirilmelidir. Çünkü bu durumda yukarıda anlatıldığı gibi kişinin rızası dışında gerçekleşen bir eylemden ziyade, maruz kalınan suç nedeniyle meşru müdafaa çerçevesinde değerlendirilebilecek bir savunma eylemi söz konusudur. Doktirinde ve Yargıtay tarafından da kabul edildiği üzere, kişilerin mağduru oldukları suç ve haksız saldırı nedeniyle delilleri koruma imkanına kavuşması sağlanmalıdır. Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusudur. Yargıtay Ceza Genel Kurulu Esas 2012/5-1270, Karar 2013/248, Karar Tarihi “…kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, yargı merciilerindeki iddialarını ispat etmek için başka türlü delil ibraz etme olanağının bulunmadığı hallerdeki bir takım eylemlerinin de haksızlık unsurunu içermeyeceği, esasen bu gibi hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği gözetildiğinde, katılanın özel hayatına ilişkin bilgileri, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia da ileri sürülmeyen sanığın, hukuk mahkemesindeki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, …” Yargıtay Dairesi Esas 2012/20608 Karar 2012/18217 Karar Tarihi “…Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle somut olay gelince, katılanların daha önce kendilerine hakaret ve tehdit içerir sözler söylediklerini işiten sanıkların, sabit ev telefonundan katılanlarla yaptıkları görüşmeyi, hakaret ve tehdit vari sözlerin sarfı üzerine teyp cihazı yardımıyla katılanların rızası dışında kasete kaydedip, elde ettikleri teyp kasetini, katılanlar aleyhine tehdit ve hakaret suçlarından açılan ve kendilerinin şikayetçi olarak yer aldıkları davada, vekilleri marifetiyle, mahkemeye delil olarak sunmaları şeklinde gelişen eylemlerinde suç işleme kastları bulunmadığı anlaşılmakla, yapılan yargılama sonucunda, sanıklara atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, atılı suçtan sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin isteme uygun olarak onanmasına karar verilmiştir…” Yargıtay 12. Ceza Dairesi. Esas No2012/20608 Karar No2012/18217 Karar TA “Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü 5237 sayılı TCK’nın 132/1-1. cümlesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun oluşabilmesi için, belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmemeleri gerektiği yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, gizliliği sağlamaya özen gösterip, elverişli araçlar internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb. ve ortak semboller söz, yazı, işaret vb. aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; özel hayata ilişkin olsun ya da olmasın, başka kişi veya kişiler tarafından, özel bir çaba gösterilerek, doğrudan veya dolaylı şekilde zarfı açılmadan ışığa tutulan mektupta olduğu gibi, okunmak veya dinlenmek suretiyle öğrenilmesi gerektiği; aynı maddenin 2. cümlesinde ise, anlaşılabilir olsun ya da olmasın, başkalarının haberleşme içeriklerinin kaydı, yani; yazı, ses, görüntü, özel işaretler gibi ortak sembollerin, başka bir nesne üzerine taşınarak örneğin; ses veya görüntünün, manyetik bant üzerine, yazının başka bir kağıt, defter vb. nesne üzerine geçirilmesi, kopyasının alınması, elektronik iletinin taşınabilir belleğe veya CD’ye aktarılması gibi işlemlerle sabitlenmesi ayrı bir suç olarak düzenlenmiş olup, bu madde kapsamında yer verilmeyen kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini kaydetmesi eyleminin, koşulları bulunduğu takdirde, 5237 sayılı TCK’nın 134/1-2. cümlesi kapsamında; kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa etmesi, yani; yayması, açığa vurması, afişe etmesi, ilan etmesi, kamuoyuna duyurması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunması eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 132/3. maddesi kapsamında değerlendirilebileceği; ancak, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntülerini dinleme, izleme ya da kaydetme eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği…” Hukuk Desteği iletisim [email protected]
Mesaj Gönderim Zamanı 1511 1 Üye 0 Yöneticilerden bu başlığın silinmesini istedim. Sakatlandıktan sonra eşim beni terketti! Medeni kanuna göre yasal haklarım nelerdir!savcılığıa şikayet dilekçesi öreneği var mı bu konuda? Mesaj Gönderim Zamanı 1518 2 Üye 0 hayır boşanmak istemiyorum,süründürmek istiiyorum! Türk Medeni Kanununun 185. maddesininEşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar ve o şuan yanımda değil! savcılığa önce şikayet dilekçesi sunmak istiyorum,geri gelmesi konusunda,gelmezse o zaman boşanma davasını zaten yeterli mazeretim olmaması yeterli sebeb boşanma için. ama biraz da o uğraşssın istiyorum! Mesaj Gönderim Zamanı 1522 3 Üye 0 MADDE Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz. noteşiniz haklı bir sebebi olmasada terk sebebiyle mal paylaşımındaki haklarını kaybetmez. Mesaj Gönderim Zamanı 1529 4 Üye 0 ortada pek mal yok da onun mal derdinde değilim. yapılan hem vicdani yönden hem de hukuki yönden yanlış bişey. ben bunun hesabını sorma peşindeyim. şu aşamada boşanma davasını ben açarsam zaten istediği olmuş olacak. neyse benim bir savcı arkadaşım var en iyisi ona danışayım ben bu konuyu -kalem boşanma davasını açarsam zaten onun istediği olacak,anlatabiliyor muyum? heralde beni bu halimde bırakıp gitmesinin bir cezası vardır?boşanmanın dışında,dediğim gibi boşanmak ona ceza değil mükafat olur Mesaj Gönderim Zamanı 1740 5 Üye 0 Siz sakatlandıktan sonra bırakıp gittiyse,geri gel demenin ne anlamı var?Hiç birşey eskisi gibi olmayacak ki..Evliliğiniz yıkılmış,zorla yürütülen bir evlilikten ne size ne de ona bir faydası olur...Gidene gitme demek bir fayda etmez,giden gitmeye karar verdiyse,onun için herşey bitti demektir...Sizin yapabileceğiniz en iyi şey,kendinize eşiniz olmadan yeni bir hayat kurmak olacaktır... Süründürmekle elinize bir şey geçmez,belli ki kaldıramamış bu yükü..İnsanlara kaldıramayacak kadar yük yüklememek lazım,birgün yarı yolda kalabiliyorlar... Mesaj Gönderim Zamanı 1916 6 Üye 0 demekkı yanlış ınsanı secmişsiniz konuyu uzatıkca ona ceza vereceğinizi en uzun sure ıkı senede bıter evlılığınız mahkeme kararıyla sız kabul etmesenız bıle sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz sız ruhen çok zarar gorursunuz Mesaj Gönderim Zamanı 2153 7 Üye 0 Alıntı Yapılan Kişi atoksal Sakatlandıktan sonra eşim beni terketti! Medeni kanuna göre yasal haklarım nelerdir!savcılığıa şikayet dilekçesi öreneği var mı bu konuda? Eşiniz hakkında, C. Başsavcılığı'na şikayet dilekçesi vererek, suç duyurusunda bulunmanız için suça ilişkin tüm delilleri savcılığa vermeniz delillere dayalı olarak sizin şikayetinizi inceler ve bu inceleme sonucunda, savcı, eşinizin suç işlemediğine kanaat getirirse Savcı, şikayet kapsamında suç unsurları oluşmadığı yönünde gerekçe gösterdiği takdirde TAKİPSİZLİK kararı verir. Saygılar. Mesaj Gönderim Zamanı 2219 8 Üye 0 empati yaparsanız arkadaşın ne hissettigini anlarsınız az çok. beni engelli oldugum için tercetmesini hazmedemiyorum diyor. ve istediginide vermek istemiyorum diyor bunun içnidirenmek istiyorum diyor. ruh sğlıgın bozulru diyorsunuz zaten eşinin bu şekilde davranmasıyla bozulmamışmı o sağlık bence yapabildigini yap ama yaparken acı çektigini hissetirme ona sana bunu yapabiliyorsa seni aciz durumda görmekte hoşuna gidebilir hukuki oalrak yada ne şekilde oluyorsa acı çektir. ama senin acı çektigini aciz oldugunu düşünmesin bunu ona hisettirme ve hep güçlü ol çok zor birşey bunca yıl hayatı paylaş sonra bir olumsuzlukta çıkıp gitmek istesin. iğrenç ötesi ALLAH kolaylık versin sana Mesaj Gönderim Zamanı 2338 9 Üye 0 kral ve bumerang06 arkadaşlar teşekkür ederim. beni galiba siz çok ii anladınız. dediğim gibi beni üzen sadece şuan soyadımı zaten sildim,bu saatten sonra onadan bana eş olmaz. ama daha yapacaklarım var!adalet her ne kadar benim yanımda olmasa da bizde kendi adaletimizi uygularız. Mesaj Gönderim Zamanı 2356 10 Üye 0 başta kalem adlı üyeye hanfendiyebi çift lafım var yani, kusura bakmayın ama ;nerdeyse ,terkeden o şerefsize alkış tutacaksınız kusura bakmayın ama bu olay sadaece o arkadaşa yapılmış bir şerefsizlik değildir bu evlenirken iyi günde, kötü günde,sağlıkta,hastalıkta diye bahsedilen anlaşmaya yapılabilecek en büyük kınıyorum allahtan tek dileğim aynısı başına gelir inşaallah. arkadaşım bileni bul elinden geleni yap seni bütün kalbimle destekliyor böylesi insanları lanetliyorum Mesaj Gönderim Zamanı 0007 11 Üye 0 Hemen asıp kesmeyelim. İnsanlar beklenmedik olaylarda değişik tepkiler verir. Eşini bir müddet yalnız ve sakin bırak buna mutlaka ihtiyacı vardır. Belkide aklıselim ile düşününce yaptıpından utanabilir. Yaşanmış bir olaydan örnek vermek istiyorum. "Tanıdğım evli çiftten erkek olanı çok genç yaşta kaza geçidi ve of landı eşi bunalıma girdi ve eşini terketti. Bir zaman sonra bayan tekrar eşine döndü ve uzun yıllardır çocukları ile birlikte yaşıyorlar. Lütfen hemen insanları asıp kesmeyin ve hakaret etmeyin. İnsanlara fırsat verin verinki doğru yolu bulabilsinler. Velevki bu eşte bulamdı dünyanın sonu değilya işi kan davasına dönüştürmek niye. Mesaj Gönderim Zamanı 0007 12 Üye 0 isminizi yeni okudumMelek hanım özür dilerim. gerçekten kimse kötü günde onu terkedecek biriyle evlenmez herkez karşısındakine güvenipte yanıla biliriz. benim amacım belkide kanunlar ,kurallar elimizi bağlıyor ama hiçbir şey dilimizi bağlayamaz. en azından hepimizin böylesi insanları kınamamız ve hatta bunu demeyi sevmiyorum amalanetlememiz lazım. bence, bu da bişeydir. Mesaj Gönderim Zamanı 0040 13 Üye 0 kalem, adam bunalım geçiriyor felç olmak ve terkedilmek nedir sen bilir misin? kadın acizliğinden dolayı boşanmak istiyor bzilerin anladığı bu şu ana kadar. özeli tam olarak bilmiyoruz ve de afaki kalıcak her konuşma. savunma avukatlığı yapmana gerek yok. kadın bakıcı değildir filan gereksiz bu konular. adamın morali dibe vurmuş kalkmış feminizm tripleri atıyosun. canı isteyen evlilikte canı isteyince boşayamaz yok öyle ,bedel ödemeden gidemez. süründürecekse süründürsün en azından heyecan hırs gelir hayatına. körükörüne kabullenmekten iyidir. hadi ''sayın admin ,bu mesajlarımı da silin ''yazın da göreyim'!! sevgiler.. Mesaj Gönderim Zamanı 0110 14 Üye 0 Sayın atoksal, Eşinizin sizden boşanmak istemesinin nedeni salt sizin sakatlanmanız olmayabilir. Siz sakat kalmadan önce her şey güllük gülistanlıktı da sonra mı aranız bozuldu? Sakatlanmanızın ruhsal tezahürlerini acaba eşinize nasıl yansıttınız? Onu hırpalamış, üzmüş, karamsarlığa ve mutsuzluğa sürüklemiş olma ihtimaliniz yok mu? Ben seven bir kadının, sakat kaldı diye eşini terk edeceğini sanmıyorum. Kim bilir altında başka ne sebepler vardır. Evlilik birliği iki kişinin verdiği ortak kararla yürür. Taraflardan birisi bu birliği sürdürmek istemeyince ayrılık diğer tarafın çıkarlarını zedeliyor diye niye hemen intikam damarları kabarır anlamıyorum. İyi günde ve kötü günde birlikte olmak, gönül rızası ile olacak bir şey. Eşiniz, bu birlikteliğin sürmesine razı değilse, ne diye intikam peşinde koşuyorsunuz? Ondan nafaka almak gibi maddi bir talebiniz varsa ve bu sizin kanuni hakkınızsa, alırsınız olur biter. Mesaj Gönderim Zamanı 0156 15 Üye 0 Aslında siz de hemen hemen aynı şeyleri yazıp gayet açık ifade etmişsiniz kalem. Ben sizin yazdıklarınızdan farklı olarak sadece evi terk eden hanımın boşanmak istemedeki tek sebebinin eşinin sakatlığı olmayabileceğini ve hatta olmadığını düşündüm. Biten evliliklerin ardında üçüncü şahısların bilemeyeceği ve hatta tarafların bile net olarak göremediği pek çok birikmiş sebep vardır. Biten bir evliliği zorlamanın ya da intikam alma hırsına bürünmenin anlamsız olduğu konusunda hemfikiriz.
Aile mahkemesi tarafından öğüt çekilebilmesi için İlk olarak terk edilen eşin açık bir talepte bulunması gerekir. Buna ilişkin dilekçe ilgili büroya kaydedilip ilgili mahkemesine yapılacaktır. İhtar çekilmesi talebi bir dava olmayıp yalnızca mahkemenin değişik iş kalemine kaydedilecek bir husustur. Aile mahkemesi uyarı talebini inceleyecek ve bir karar verecektir. Aile mahkemesinin bu inceleme neticesinde 2 farklı karar yetkisi vardır Kabul Kararı İse Aile mahkemesinin vermiş olduğu uyarıın yapılmasına dair kabul kararına karşı itiraz veya herhangi bir yasa yolu öngörülmemiştir. Farklı İş sayılan bu işlemde kanun koyucu itiraz kurumunu devreye sokmamıştır. böylece aile mahkemesinin uyarıın çekilmesine dair kabul kararı belirlenmiş özellik Kararı İse Aile mahkemesinin vermiş olduğu ihtarın yapılmasına dair red kararı ise kabul kararının aksine yasa yoluna açıktır. Kanunkoyucu inkar kararına temyiz prosedürünü işletmiştir. Yani mahkemenin vermiş olduğu inkar kararı temyiz edilebilir bir ve Yetkili Mahkeme Terk nedeniyle öğüt isteminde görevli mahkeme yukarıda da bahsettiğimiz üzere Aile Mahkemeleridir. Yetkili duruşma hususunda ise kanunkoyucu herhangi bir yetki sınırı koymamıştır. Terk olgusuna dair uyarı çekilmesi işlemi herhangi bir adliyede gerçekleştirilebilir. Bu hususta herhangi bir kısıtlama nedeniyle boşkutlama davasında çekilecek ihtarda Aile Mahkemesi ; dönülecek konutun adresini açıkça göstermeli, bu konuta dönüş süresi açık açık yazılmalı, misafir etme edilen eşin potansiyel yol gideri karşılanmalı ve konutta ödemeli gönderilmelidir. Bu hususlar Aile Mahkemesince yapılacak ihtarda emin bulunması gereken Mahkemesi Tarafından Yapılacak İhtarda İşlem Süreci Nasıldır ?Aile Mahkemesi, terk edilen eşin yapmış olduğu başvuruyu inceleyecektir. İlk olarak terk işleminin gerçekleşmesinin üstünden asgari 4 ay geçmiş olması gerekir. Nitekim 4 ay geçmeksizin yapılan ihtar başvuruları reddedilecektir. Bu hususta egemen, fiili terk olgusunu araştırmalı ve 4 ayın geçtiğini saptama mahkemesine yapılan uyarıın muhattapa tebliğ edilmesi gerekmektedir. Terk nedeniyle boşkutlama davası açılabilmesi için de bu tebliğden itibaren en düşük 2 ay geçmelidir. Nitekim kanun koyucu, terk eden eşe yapılan ihtarın sonuç vermesi adına 2 aylık maksimum bir süre öngörmüştür. Bu süre geçmeden açılacak boşanma davası TERK EDEN EŞE İHTAR İÇİN KISA VE ÖNEMLİ BİR VİDEO İZLEMENİZ TAVSİYE EDİLİR..EVİ TERK EDEN EŞE İHTAR DİLEKÇESİNİN ÖRNEĞİ sizlere farkıyla sunulmuştur
Evden Ayrılan ve Evi terk eden eşe haklı nedenler ile boşanma davası açmadan önce Evi Terk Eden Eşe Gönderilecek İhtarname ile eve dönmesi yönünde ihtar gönderilerek uyarılmalıdır. İhtar ile uyarı yapıldıktan sonra belirlenen süre içinde eşinizin eve dönmemesi durumunda boşanma davası açma hakkınızı kullanmanız yasal olarak size fayda sağlayacaktır. ……NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’NE DAVACI …….. NO- ………….. ADRES DAVALI DAVA Boşanmaya Esas Olacak, Terk Nedeni İle İhtar Gönderilmesi Talebi AÇIKLAMALAR 1-Davalı olduğum eşim Eşinizin Ad- soyad bilgisi ile yaklaşık ………… senedir resmi olarak evliyiz. Çoçuğunuz var ise bu evlilikten müşterek ……… çocuğumuz bulunmaktadır. 2-Davalı olduğum eşim …………………….. aramızdaki sorunlardan dolayı ortak yaşamış olduğumuz ikamet adresini …………….. ay/gün önce terk ederek ailesinin ikamet adresindeyada ………… adresinde yaşamaya başlamıştır. 3-Kendisine eve dönmesi için ………………………………. yapılmış.aranmış, konuşulmuş, araya akraba-arkadaş sokulmuş, haber gönderilmiştir vs Fakat davalı eşim bu çabalara rağmen eve dönmemiş uzlaşmaya çalışmamıştır ve kendisi eve dönmeyeceğini beyan etmiştir. Bu nedenlerden dolayı boşanma davasına esas teşkil etmek üzere medeni yasa hükümlerine göre ihtar kararı elde etme gereği hâsıl olmuştur. HUKUKİ DELİLER Tanık ve her türlü delil HUKUKİ SEBEPLER İlgili Mevzuat SONUÇ VE İSTEM Yukarıdaki beyanlarımda izah etmiş olduğum üzere davalı olduğum eşimin iki ay süresi içinde evine dönmesi aksi takdirde boşanma davası açılabileceği yönünde gerekli ihtarın gönderilmesi için bu dilekçem ile gerekli olan işlemlerin yapılmasını arz ve talep ederim. …./…../….. DAVACI ….. EKİ Nüfus cüzdan sureti
“29 yaşında iki çocuk annesi bir kadınım. Eşimle bundan 5 yıl önce birbirimizi severek onun sorumluluk duymaması, kafasına göre yaşaması nedeniyle hep mutsuz oldum.Eve geliyorum’ der bir bakarsınız iki ay kaybolur. Son olarak bundan 3 ay önce bir daha gelmeyeceğim’ deyip kapıyı çekip çıkıp gitti, gidiş o gidiş…Defalarca aramama rağmen cep telefonunu terk ettiği için terk nedeniyle boşanma davası açabilir miyim?”***Değerli okurum eşiniz evliliğin gerektirdiği yükümlülükleri yerin getirmemek amacıyla evi terk ettiyse, elbette terk nedeniyle boşanma davası bu davayı açabilmeniz için terk süresinin en az altı ay sürmüş olması için işte yapmanız gerekenler1Bir ay daha bekleyin dört aylık süre dolsun. Çünkü terk süresi dördüncü ayı doldurmadıkça ihtar isteminde başvurarak eşinize ihtar gönderilmesini talep edin. Eşinize gönderilecek ihtarda 2 ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği dönmemesi halinde doğacak sonuçlar eden eşin adresi bilinmiyorsa bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla da nedeniyle boşanma davası açabilmeniz için ihtardan sonra da iki aylık sürenin geçmesi ihtara rağmen ortak konuta dönmezse ihtardan sonra geçecek 2 ayla birlikte yasanın aradığı 6 aylık süre dolmuş süreçten sonra terk nedeniyle boşanma davanızı boşanma davası açmadan önce çocuklarınızın hatırı için bir kez daha düşünün.***Değerli okurlarım, terk nedeniyle boşanma davası açmak için haklı olmak bir kadın veya erkek eşinin baskıları nedeniyle ortak konutu terk etmek zorunda kalırsa terkten dolayı dava açma hakkı kimindir?Elbette bu durumda terk nedeniyle boşanma davası açma hakkı evi terk etmek sorunda kalan eşindir.***Her şeyin hayalleriniz gibi olması dileğimle…Cengiz Hortoğluhttp//twitter
esim evi terk etti ihtarname