elma suyu konsantresi zararlı mı

Direkt olarak elma mideye iyi gelir demek yanlış olacaktır. Elmalar, bitkilerin hücre duvarları arasında bulunan ve çözünür lif olarak sınıflandırılan pektin adı verilen belirli bir lif türü içerir. Çözünür lifin suyu çekerek ve sonuçta daha uzun süre tok hissetmenize yardımcı olan bir jel oluşturarak sindirimi ASYAMeyve Suyu, müşterilerine Meyve Suyu Konsantresi, Meyve Püresi, Meyve Püresi Konsantresi üretimini en iyi şekilde sunmak için kaliteli üretimler ortaya koymaktadır. Apple şirketinin kurucu ortaklarından Steve Jobs yaşamının kısa bir döneminde iflah olmaz bir meyve tüketicisi olarak da ün saldı. Bu dönemde bedenini zararlı sıvılardan arındıracağı inancıyla, gün boyu yalnızca meyvelerle beslendi. Jobs’un yaşamını beyaz perdede canlandıran sinema yıldızı Ashton Kutcher de, pankreası zarar görüp hastanelik oluncaya dek, Jobs MALZEMELER-1 adet donmuş portakal -1 adet donmuş limon -1 adet donmuş lime ( misket limonu) -7 yemek kaşığı organik elma suyu konsantresi -2 yemek kaşığı bal -2 litre su -birkaç yaprak taze fesleğen YAPILIŞI Donmuş meyveler buzluktan çıkarılır ve bıçakla doğranacak kadar eriyene kadar oda ısısında bekletilir. Bizimyabanmersini şurup, güzel bir mor renge sahiptir blueberry tipik, tatlı ve meyveli tadı. C vitamini açısından zengin! Maddelerin listesi: 70% organik elma suyu konsantresi *, 30% organik yaban mersini suyu konsantresi *. Organik elma suyu konsantresi, pastörize ile tatlandırılmış. * Organik yetiştirilen. Site De Rencontres Sérieuses Totalement Gratuit. .• 21 Temmuz 2021 - 1720 • Son Güncelleme 21 Temmuz 2021 - 1758• 21 Temmuz 2021 - 1720 • Son Güncelleme 21 Temmuz 2021 - 17581Hangi besinlerin daha sağlıklı ve organik olduğuna dair yüzlerce iddia var. En tehlikeli olanı da birçok kişinin gıda alanında uzman olmayan kişilerden, çevresinden duyduğu bu iddiaları doğru olarak kabul ederek uygulamaya çalışması. Hatta öyle ki bazen doğru bildiğimiz yanlışlar yüzünden vücudumuza gereksiz kısıtlamalar getirip dengeli beslenmeyi iyice zorlaştırıyoruz. Dondurulmuş gıdalar besin değerini kaybeder mi? Tavuklara antibiyotik veriliyor mu? Yumurta sarısı tazeliği hakkında bilgi verir mi? Meyve suları çürük meyvelerden mi üretilir? Gıda Mühendisi Ebru Akdağ, gıda alanında doğru bilinen yanlışların anlattı. 2Her dönemin cevabı en merak edilen sorusuyla başlamak istiyorum Ambalajlı sütler dediğimiz UHT yöntemiyle üretilen uzun ömürlü sütler sağlık için zararlı mı? “UHT edilmiş sütün hiçbir faydası yok”, “İçine ilaç katıyorlar”, “UHT süt bağımlılık yaratıyor” iddialarında bulunanlar var. Bunların hepsi hurafe… UHT Ultra High Temperature, 1961’den bu yana sıvı gıda işlemesinde tüm dünyada kullanılan yüksek teknolojidir. Süt, 135–150ºC’de 2 – 6 saniye gibi bir kısa sürede ısıtılıp soğutulduktan sonra aseptik mikroplardan arındırılmış koşulda, steril altı katmanlı ambalajlara doldurulur. 3Ambalajı açılmazsa da oda sıcaklığında uzun süre besin değerini korur. Yani UHT süt hem ısıl işlem hem de ambalajlama teknolojisi sayesinde hiçbir koruyucu katkı maddesine gerek olmadan besin değerinin korunduğu bir günlük süt, UHT sütten daha fazla vitamin ve mineral mi içeriyor? Yani daha mı faydalı? Pastörizasyon 72 derecede 15 saniye civarında yapılır. İlk kez 1860'larda Fransız bilim insanı Louis Pasteur tarafından geliştirilen bu yöntem, mikroorganizmaların ısı yardımıyla tahrip edilmesi esasına ve pastörize süt ile çiğ süt arasında besin değeri açısından önemli bir fark olmadığı bilimsel araştırmalarla ortaya konmuştur. Ancak pastörize sütün besin değeri az da olsa UHT’den daha yüksektir. Hastalık yapma riski açısından ise UHT ve pastörize sütte sorun yokken sokak sütü endişelerin ana evde dondurma yöntemi uygulayarak bazı gıdaları depoluyoruz kimimiz de paketli dondurulmuş gıdalara yöneliyoruz. Dondurulmuş gıdanın besin değer değişir mi? İçine koruyucu konuluyor mu? Dondurulmuş gıdalar, mevsiminde toplanmış meyve sebzelerin, yıkanıp temizlendikten sonra “tek tek dondurma” sistemi ile birkaç dakika içerisinde şoklanmasıyla üretilir. Bu şekilde, hiçbir koruyucu katkı maddesi eklenmeden besin değerini raf ömrü boyunca korur. Hatta yapılan araştırmalar dondurulmuş meyve sebzenin besin değerinin pazardan, marketten alınanlardan genellikle daha yüksek olduğunu ortaya dalından kopartılan, kökünden ayrılan meyve ve sebzeler, ilk andan itibaren besin değerini kaybetmeye başlar ve markete gelene kadar genelde yaklaşık 1 haftalık yolculuğu vardır. Bu esnada da besin değerini kaybeder. Dondurulmuş ürünler ise hasattan saatler sonra şoklandığı ve kullanılan teknoloji sayesinde, besin değerini muhafaza pek çok kişinin mutfağından uzak tutmaya çalıştığı margarin, trans yağ ve kolesterol içeriyor mu? Margarin trans yağların riskleri bilinmediği zamanlarda trans yağ içeriyordu. Çünkü trans yağ ürüne eklenen bir şey değil, üretim esnasında istenmeden oluşuyordu. Riskleri ortaya çıkınca üretim teknolojisi değişti. Türkiye bu konuda dünyada trans yağsız üretime geçen ilk ülkelerden yıldır ülkemizdeki margarinlerde trans yağ yok kabul edilen seviyenin altındadır. Kolesterol ise margarinle hiç bağdaştırılamaz çünkü kolesterol hayvansal gıdalarda olur. Halbuki margarin bitkisel yağların karışımından oluşur, dolayısıyla her bitkisel gıda gibi margarinler de kolesterol taze, doğal olduğunu belirlemek için ilk baktığımız şey sarısının rengi oluyor. Sadece gezen tavuk yumurtasının sarısı mı koyu olur? Yumurtanın sarısının rengi, tavuğun cinsine ve beslenme şekline göre değişir. Kalite standardı olarak kullanmak doğru değil. Gezen tavuk yumurtasının besin değerinin diğerlerine kıyasla daha yüksek olduğunu gösteren kanıt da yoktur. Yumurtanızın tazeliğini anlamak istiyorsanız size test etmek için ipuçları feneriyle test Yumurtanın tazeliği, içeriğine bağlıdır. El fenerini yakıp yumurtanın sivri ucu ışığa bakacak şekilde tutun. Yumurta tazeliğini kaybettikçe içindeki hava boşluğunu büyüyecektir. Ayrıca döllenmiş bir yumurta altı gün kuluçkaya bırakılırsa cenin siyah iplikçik şeklinde görülebilir; testi Taze yumurtayı kulağınızın yakınında hafifçe sallarsanız hiçbir ses duymazsınız. Fakat aynı işlemi bayat yumurta ile gerçekleştirirseniz yumurtanın içerisindekilerin hareket ettiğini duyarsınız. Çünkü içerisindeki boşluk testi Yumurtayı kırıp sarısını avucunuza alın. Nazikçe iki parmağınızla yumurta sarısını tuttuğunuzda, zarı patlamıyorsa yumurta taze her gıdada olduğu gibi yumurta alırken de ambalajının üzerindeki son kullanma tarihine kabuk rengine sahip yumurta beyaz kabuklu yumurtadan daha mı iyi? Yumurtanın renginin kalitesiyle hiçbir bağlantısı yoktur. Aslına bakarsanız yumurtanın üstünlüğünü rengine bağlamak, tüy rengine bağlamaktan farklı değil. Tavuğun cinsi yumurtasının renginde belirleyici olan de kulak lopları da beyaz olan İtalyan Leghorn tavuklarının yumurtaları beyaz olur. Tüyleri kırmızı, sarı veya kahverengi olup kulak lopları kırmızı olan Avusturalyalı Orpington tavukları ise kahverengi yumurtalara her yumurta beyazdır. Renklenmesi yumurtanın tavuğun yumurtlama kanalındaki 26 saatlik yolculuğunun sonlarına doğru olur. Yumurtaya kahverengi rengini veren pigmentler yumurtanın oluşumundan sonra eklendiği için kabuğun sadece dış yüzü renkli pişen tavuk doğal olan tavuk mudur? Tavuğun geç pişmesi ırkıyla ve yaşlılığıyla ilişkilidir. Köyde yetiştirilen tavuklar genellikle kesme dönemine kadar yaşlandırılmış olduğu için etleri daha geç pişer. Endüstride en hızlı yetişen, kolay pişebilen körpe tavuk ırkları üretildiği için, markette aldığınız tavuk çok daha kolay gıda’ denildiğinde akla gelen besinlerden biri de tavuk. Öyle ki “Artık eve tavuk almıyorum” diyen hatırı sayılır derecede fazla kişi var. Tavuklara antibiyotik veriliyor mu? Türkiye’de dünyada olduğu gibi kümes hayvanlarında büyüme amaçlı hormon kullanımı yasaktır. Öte yandan bu hem teknik hem de maliyet açısından rasyonel değildir. Çünkü tavuk yemlerine büyüme hormonu katılması bir işe yaramaz, bunlar hayvanın midesine ulaştıklarında parçalanıp etkisiz hale etkili olması için tavuklara enjekte edilmesi gerekir; hem de her gün ve günde bir defadan fazla. Bunun için yetiştiricinin bütün gününü tavuk kovalayarak geçirmesi gerekecektir. Sizce de binlerce tavuğun olduğu üretim hanelerinde her gün, her bir tavuğu birkaç kez yakalayıp enjeksiyon yapmak teknik açıdan anlamsız, maliyet açısından da hayvanları koruma amaçları dışında antibiyotiklerin büyütme amaçlı yem katkı maddesi olarak yemlere katılması tedavi edilen bir hayvanın eti, sütü, yumurtası da antibiyotik içerir mi? Ülkemizde antibiyotik kullanımına ilişkin yasal düzenlemeler AB mevzuatı ile uyumludur. Antibiyotik uygulaması sadece tedavi için hastalık durumunda veteriner hekimin yazdığı reçete doğrultusunda ilgili mevzuata uygun şekilde hasta hayvanların da tedavi edilmesi gerekir. Bunun insanlara bir etkisi olmaması için antibiyotik kullanılması durumunda her türlü riski ortadan kaldırmak adına kesimden önce ilaç arınma süresinin bekleme süresi dikkate alınması yasal gıda katkı maddeleri kansere yol açar mı? Hiçbiri kansere yol açmaz. Bir gıda katkı maddesinin kansere yol açabileceğiyle ilgili en ufak bir şüphe olsa o gıda katkı maddesinin kullanımına izin verilmez. Gıda katkı maddelerinin kullanılmasına izin verilmesi sürecinin arkasında uluslararası bir bilim ordusunun 10 – 15 yıllık çalışması yer katkı maddelerinin yönetiminden Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO ve Dünya Sağlık Örgütünün WHO, Ortak Birleşik Gıda Katkıları Uzmanlar Komitesi JECFA sorumludur. Ayrıca Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi EFSA ve ABD Gıda ve İlaç Dairesi FDA gibi uluslararası gıda ve sağlık otoritelerinin de görüş birliği olması durumunda ilgili gıda katkısının kullanımına izin kanseri, katkı maddelerinin kullanımı öyle bir ayarlanır ki, bir insan 70 – 80 yıl yaşam ömrü boyunca, her gün o katkıyı tüketse dahi, hiçbir etkinin gözlemlenmeyeceği seviyeye izin verilir. Gıda katkılarına bırakın izin verilmesini, değerlendirme aşamasına geçebilmesi için bile insanlara fayda sağlayacak bir işlevinin olması gerekir. Avantajları arasında ise aşağıdakiler yer alır26-Gıdada hastalık yapıcı mikroorganizmaların gelişmelerini önlemek,-Gıdanın besleyici değerini korumak,-Özgün diyet ihtiyaçları olan insanlara özel üretim,-Lif, vitamin, mineraller gibi sağlığa olumlu etkisi olacak maddelerle güçlendirilerek besin değerinin artırılması,-Daha uzun bir raf ömrü,-Gıda israfının önlenmesi,-Gıdanın dokusal özelliklerini, lezzetini, rengini geliştirmek,-Gıda çeşitliliği sağlamak,-Sağlık riski yaratan oksidasyon gibi istenmeyen reaksiyonları sarı ya da beyaz olması kalitesini mi ortaya koyar? Tereyağının rengi hayvanın beslenme şekline ve besinlerinde belirleyici rol oynadığı için mevsimlere bağlıdır. Rengi tereyağı kalitesinin bir göstergesi değildir. Eğer sütü kullanılan inek, koyun ya da keçi çimen ve ot gibi yeşillik ağırlıklı beslenme şekline sahipse, bu yeşillikler içerisindeki karotenoid maddesi nedeniyle tereyağı daha sarımsı renge sahip besiniyle sütüne geçen karotenoidler, yağda çözünerek aynı zamanda tereyağına rengini verirler. Fakat tereyağı yapımında sütü kullanılan hayvan saman, arpa ve buğday gibi yemlerle besleniyorsa bu gıdalarda renk verici maddeler bulunmadığı için tereyağının daha açık renkte olması tüketiciler aynı renkte tereyağı beklentisinde olduğu için tereyağı üretiminde Kodeks’te izin verilen bitkisel ve mineral kaynaklı renklendirici maddelerin kristalleşmesi o balın doğal, hakiki, halis bal olduğunu gösterir mi? Balın kristalleşmesi normaldir. Ancak bu doğal, hakiki, halis veya başka bir çıkarım yapmak için geçerli bir gösterge değildir. Bal, türüne, saklama koşullarına, saklama uzunluğuna vb. gibi etkilere göre kristalleşebilir de kristalleşmeyebilir en kolay taklit edilebilen, öte yandan gerçekliği en zor anlaşılabilen gıdalardandır. Tüketici olarak bizim balın doğallığını, gerçekliğini anlamamız kesinlikle mümkün değildir. Bunun için çok sayıda özelliğine bakılan laboratuvar amaliz sonuçları ürün tüketmek sağlık için zararlı mı? Metal ambalaj içinde satılan konservelerde metalin gıdaya geçmesi söz konusu mu? Konserveleme yöntemi Napolyon zamanında, ordunun hem yanında bozulmadan hem de besin değerini koruyarak saklayabileceği gıdalara ihtiyaç duymasıyla keşfedilmiştir. Konserve ürün tüketmenin sağlık açısından bir sakıncası olmadığı gibi sebze meyve tüketimini artırmak ve gıda israfını önlemek açısından da olumlu etkisi veya dondurulmuş muadillerine kıyasla konserve gıdalardaki besin değeri biraz daha düşüktür. Ancak bu onları diğerlerine ulaşamadığımız zamanlarda veya yemek pişirmeye vakit olmadığında iyi bir gıda alternatifi olmaktan uzaklaştırmaz. Konservelerde kullanılan ambalajlar gıdaya herhangi bir geçiş olmaması için gerekli testlerden ve meyve çaylarının poşetinde plastik var mı? Poşet çay sanıyorum biraz da ismi dolayısıyla yanlış anlaşılıyor çünkü poşet denildiğinde insanların aklına ilk gelen naylon oluyor. Halbuki poşet çayların poşetinin bununla hiç ilgisi yok. Türkiye’deki başlıca çay üreticilerinin kullandığı poşetler, muz ağacının kuzeni diyebileceğimiz muzgillerden Abaka ağacının liflerinden ketenden üretilen gömlekler yağmurda erimiyorsa Abaka ağacından üretilen çay poşetleri de sıcak suda erimiyor ama çayın içeriğinin suya geçmesine olanak sağlıyor. Dolayısıyla bunlar bitkisel gıdalar paketlenirken içine karışan plastik vücutta birikip hasta eder mi? Gıdaya uygun ambalaj kullanılmıyor veya gıda uygun koşullarda saklanıp kullanılmıyorsa ambalajdan gıdaya istenmeyen bileşiklerin geçişi olabilir. Bu da insan sağlığı açısından risk yaratır. Bunun için kayıt dışı ve açıkta satılan ürünlerin ambalaj gıda ilişkisine güvenemeyiz. Sadece yönetmeliklere uygun üretilmiş ve ambalajlanmış gıdalarda bir sorun olmamasını satılan gıdalarda uygun ambalaj mı kullanılmış yoksa daha önce kullanılmış bir ambalajı tekrar mı kullanmış bilemeyiz. Gıdanın muhafazasında uygun olmayan kimyasallar içeren ambalajlar kullanılması, gıdaya geçen tüketime uygun olmayan kimyasalların vücutta birikmesine neden olabilir, bu da sağlık riski gıdalar paketlenirken içine karışan plastik vücutta birikip hasta eder mi? Gıdaya uygun ambalaj kullanılmıyor veya gıda uygun koşullarda saklanıp kullanılmıyorsa ambalajdan gıdaya istenmeyen bileşiklerin geçişi olabilir. Bu da insan sağlığı açısından risk yaratır. Bunun için kayıt dışı ve açıkta satılan ürünlerin ambalaj gıda ilişkisine güvenemeyiz. Sadece yönetmeliklere uygun üretilmiş ve ambalajlanmış gıdalarda bir sorun olmamasını satılan gıdalarda uygun ambalaj mı kullanılmış yoksa daha önce kullanılmış bir ambalajı tekrar mı kullanmış bilemeyiz. Gıdanın muhafazasında uygun olmayan kimyasallar içeren ambalajlar kullanılması, gıdaya geçen tüketime uygun olmayan kimyasalların vücutta birikmesine neden olabilir, bu da sağlık riski suyunun içinden küf çıkması tamamen üretimsel bir hata mı? %100 meyve suyu koruyucu katkı maddesi konulması yasak olan ve dolayısıyla yüksek besin değeriyle kolay bozulmaya yatkın bir üründür. Meyve suyunda küf oluşumu üretim hatasından kaynaklanabilir. Ancak böyle bir durum üretim hattında yapılan rutin kontrollerde tespit edilir ve ilgili parti ürün imha meyve suyunun tadı kötü olabileceği gibi ambalajı da şişme yapar. Yani satılabilecek bir ürün olmaktan çıkar. Üreticiler üretimin kritik her aşamasında örnek alarak laboratuvarda ürünü analiz suyundan çıkan küfün temel nedeni aslında üretimden çok daha büyük ihtimalle nakliye, satış kanallarında ambalaj zedelenmesi dolayısıyla olur. Ambalaj delinir, yırtılır ve meyve suyu havayla dolayısıyla mikroorganizmalarla buluşursa bozulma başlar. Bir diğer sık rastlanan tüketici kullanımı suyu kapağı açıldıktan sonra buzdolabında saklanmalı ve en fazla 3-4 içinde tüketilmelidir. Doğru saklama koşulları ve saklama ömrüne uyulmaması durumunda meyve suyunda küf oluşur. Zaten bu da meyve suyunda koruyucu olmadığının bir meyve suları gerçekten katkısız mı? %100 meyve sularına şeker, tatlandırıcı, aroma verici, renklendirici koruyucu vb. katkı maddelerinin eklenmesi yasaktır. Yani bunlar evinizde sıktığınız meyve suyuna çok benzerdir. En büyük fark, raf ömrü boyunca bozulmadan besin değerinin korunabilmesi için ısıl işlemden suları çürük meyvelerden mi üretilir? Meyve suyunun yasal düzenlemedeki tanımında “sağlam, olgun, taze veya soğukta ya da dondurularak muhafaza edilmiş” meyvelerden üretilmesi gerektiği ifade edilir. Çürük meyveden meyve suyu elde etmek mümkün değildir. Ancak nasıl kilolarca meyve alırsak aralarında çürüğe rastlamak mümkünse fabrikaya gelen tonlarca meyve arasında da çürükler olması nedenle meyve suyu üretimine geçişte ilk basamak “ayırma”dır. Hareketli bantta ilerleyen meyvelerin başındaki çalışanlara verilen talimat “Yiyemeyeceğin meyveyi ayır” şeklindedir. Bu sadece çürük olanlar için değil, ham olanlar için de geçerlidir. Eğer fabrikaya gelen kamyondaki meyvelerde çürük oranı yüksekse meyveler kabul mikrodalgada ısıtılması herhangi bir sağlık riski yaratır mı? Mikrodalgalar bir "elektromanyetik" radyasyon biçimidir. Bunlar hücrelere zarar verebilen iyonlaştırıcı radyasyondan farklıdır. Mikrodalgalar, radarlarda, telefon, televizyon, saç kurutma makinesi gibi ev aletlerinde mikrodalga fırında pişirilen gıdaların "radyoaktif" hale geldiği büyük bir hurafedir. Bilimsel araştırmalar, bakımlı ve kullanım kılavuzuna uygun şekilde kullanılan mikrodalga fırınların güvenli olduğunu ortaya koyar. Eğer saç kurutma makinenizden korkmuyorsanız mikrodalga fırınınızdan korkmanıza da gerek ürünlere şeker yerine glikoz şurubu, elma suyu konsantresi, yüksek fruktozlu mısır şurubu mu ekleniyor? Glikoz şurubu, elma suyu konsantresi ve yüksek fruktozlu mısır şurubu birbirinden çok farklı değildir. Bunların hepsi formülleri birbirine çok yakın şeker gruplarıdır. Dolayısıyla bir ürüne bunlardan biri yerine diğerinin eklenmesi onu diyet ürün haline tuzu birçok hastalığın önlemesinde etkili mi? Tuz tuzdur. Kaya tuzunun herhangi bir üstünlüğü yoktur. Kaya tuzu, bildiğimiz sofra tuzunun çok az miktarda başka elementlerle karışmış halinden başka bir şey çalışmalar aşırı tuz tüketimi ile kalp, damar hastalıkları ve özellikle hipertansiyon ilişkisini ortaya koymuştur. Bu etkilerin sorumlusu, tuzun ana maddesi sodyumun aşırı alımıdır. Kaya tuzunun da yüzde 97’si, asıl bileşeni “sodyum” olduğuna göre, onun da aşırı tüketimi sağlık açısından sakıncalı tuzlarının, c¸ok sayıda mineral ic¸erdigˆi için birc¸ok hastalıgˆın o¨nlenmesinde etkili oldugˆu söylentisi hurafedir. Evet, kaya tuzunun yapısında başka bazı elementler de bulunur ancak bunlar eser miktarlarda yani sağlık üzerine etki edemeyecek kadar az yandan kaya tuzlarının bileşiminde, insan sağlığı açısında “çok riskli” olduğu bilinen plütonyum, talyum ve radyum gibi maddeler ve “kurşun” gibi ağır metallerin de bulunduğundan ise pek bahsedilmez nedense. Ancak korkmayın, bunlar da yine “eser” miktarlarda olduğu için olumsuz etkisi tuzu çoğunlukla iyot açısından zenginleştirilmiştir. Bundaki amaç, iyot eksikliğinin ve tiroit problemlerinin azaltılmasıdır. Bu yüzden pek çok ülkede yasal düzenlemeler yoluyla sofra tuzlarına iyot tüketimi herkes için zararlı mı? Nüfusun %1’inden azında görülen çölyak hastalarının glüteni beslenmelerinden çıkartmaları gerekir ve glüten intoleransı veya alerjisi bulunanların da hassasiyetlerine göre glütenden mümkün olduğunda uzak durmalarında fayda vardır. Ancak bu glüten hasta ettiği için değil, hastalığı veya alerjisi olan insanların vücudunun glütene tepki vermesi dolayısıyla ortaya çıkan bir düşman ilan edilmesi ise hatalı bir modadır. Glüten buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan bir proteindir. Bilim dünyası “tam buğday ürünlerine ilişkin olumsuz görüşleri destekleyen hiçbir veri olmadığı ve tüketiminin de şişmanlıkla ilişkilendirilemeyeceği” ötesinde eğer glütenle ilgili bir sorununuz yoksa glütensiz beslenme sağlığı tehdit edici bile olabilir. Amerikan Kalp Birligˆi’nin 2017’deki toplantısının raporunda düşük glutenli beslenmenin tip 2 s¸eker hastalıgˆı riskini artırabilecegˆi beslenmenin uzun sürede insan sağlığına etkilerini gösteren en büyük çalışma ise 2017’de British Medical Journal’da yayınlanmıştır. 110 binden fazla sağlık çalışanının, 25 yılı aşkın bir süre izlendiği bu çalışmada, glüten nedeniyle tam tahılları tüketmeyen bireylerin kalp hastalığı riskinin arttığı go¨sterilmiş ve sonucunda “Çölyak hastalığı olmayan kişiler glütensiz diyete teşvik edilmemelidir” notu yemek pişirmek ya da kızartma yapmak sakıncalı mı? Raflarda çeşitli zeytinyağları natürel sızma, natürel birinci, riviera gibi var ve bunların her biri pişirmeye de kızartmaya da uygundur. Önemli olan yağların defalarca yandan sızmaları sıcak yemeklerde kullanmak sakıncalı olmasa da biraz yazık olur. Çünkü ısıl işlem faydalı bazı fenolik bileşenleri kaybetmemize neden olmaktadır. Aslında pişirme kızartma gibi işlemleri rivieara zeytinyağı veya diğer bitkisel yağlarla yapılması daha hesaplı bir gıdaları tüketmek, vücutta radyasyon birikimin yol açar mı? Gıda ışınlamanın amaçları; hasta edici mikroorganizmaları yok etmek ve gıdayı çürüten mikroorganizmaları azaltmak, parazitleri elimine etmek, küflenme, filizlenme, çimlenme ve tomurcuklanmayı önlemek, olgunlaşmayı geciktirmek ve gıdamızın daha uzun süre güvenle saklanabilmesini kelimesi insanları korkutsa da gıda ışınlanmasında bu gereksiz bir korkudur. Bu uygulamanın etkileri 30 yılı aşkın süredir dünya çapında bilimsel kurumlar tarafından araştırılmış ve ışınlanan gıdaların hiçbir şekilde radyoaktif olmadığı, radyasyon yaymadığı ve kalıntı barındırmadığı ortaya Sağlık Örgütü WHO, ABD Tarım ve Gıda Örgütü FDA, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu IAEA, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri CDC ile ülkemizdeki kamusal ve bilimsel otoriteler uygun teknolojilerle ışınlanan gıdaların hem güvenli hem de beslenme açısından yeterli olduğu sonucuna NASA astronotları uzay yolculukları sırasında herhangi bir gıda kaynaklı hastalığa yakalanmamak için ışınlanmayla sterilize edilmiş gıdaları tüketmektedirler. Milliyet Bismillahirrahmanirrahim. Paylaşmak peygamberimiz SAV efendimizin sünnetidir. Sizlerinde yapabilmesi için, sevdiğimiz güzellikleri paylaşırkan göz hakkını unutmamak hakkını helal ediniz lütfen. Bu nimetleri bize veren Rabbimize sonsuz hamdu senalar olsun. Sevdiklerinizle beraber sağlıklı,hayırlı,huzurlu bereketli bir gün geçirmeniz dileğiyle. Elma suyundan doğal tatlandırıcışeker tarifi. Elma suyundan elma konsantresi tarifi. Bu aralar şekerin zararları hakında o kadar çok bahsediliyorki,bizde ister itemez etkilendik,kızımın gayretiyle torunlarıma ne kadar şekerden,şekerli gıdalardan uzak tutarız çabasındayız. Uzmanlar şekerli gıdaların çocuklarda hiperaktif,dikkat eksikliğini artırdığını söylüyorlar. Tabiki çocukların şekerli gıdalardan tamamen belki kısıtlıyamayız en azından evde pişirdiklerimizin doğal daha az şekerli gıdalar olmasını sağlayabiliriz. Yiyecekleri tadlındırma konusunda sadece elma suyundan değil,keçi boynuzu unu,hurma ve kuru üzümdende,kuru dut diğer kuru meyvalardan faydalanmayı düşünüyoruz. Kızımın yılar önce gittiği Zeytinburnu organik bitkiler bahçesinde gördüğü elma suyuyla tadlandırıcı yapma kararı aldık,elmanın en ucuz bol olduğu mevsimdeyiz,elma suyu yapmanın tam zamanı. Bitkiler bahçesinde gördüğü elma suyu gibi berrak olmadı bizimki,sanırım elmanın suyunu kaynatma ve konsatre etmede farklı bir yöntem kullanılmış,iki üç kere süzmeme rağmen yine berak olmadı,tadını ve lezzetini sorarsanız harika derim. Elmaları hazırlayıp pişirdik,ilk önce pişirdiğimiz suyu kekde denedim,Zeynep ve Mustafa gayet rahatlıkla yediler. Pasta kekinde kullandık,gayet güzel oldu,içinde rafine şeker olmadığı anlaşılmyor,kurabiyede kullandım çok lezzetli oldu.. İlk deneyimiz vucudumuz şeker yılardır alışık olduğundan,ilk yiyişte tatsız gibi geliyor,sonraki tadımlarda daha lezzetli yoğun tatlı tadı hissediliyor,lezzeti alınıyor,o kadar hafifki tatlıyı yedikden sonra rahatsızlık hisetmedim. İkinci denemem mısır unlu şekerpare oldu,hiç şeker kullanmadım,şeker olarak hamuruna konsantre elma suyu kullandım,şerbet olarakda elmanın kendi suyunu sıkarak kullandım,çok beğendim tarifleri sırayla yazacağım inşallah. Elmaların köpüğü süzülmeyince resimde gördüğünüz gibi,kıvamı daha yoğun,marmelat kıvamında tatlandırcı oluyor. İlk resimdeki köpüğü alınan sıvı şeklindeki kaynamış elma suyu. Her iki şekildede pişirdik,katı olanı keklerde kurabiyelerde daha iyi sonuç verir. Sıvı akışkan türüde tatlıların şerbetlenmesinde daha etkili sonuç verir. 10 kilo elmadan katı meyve sıkacağından,suyu sıkılırken çıkan köpüğü alınırsa, sıvı olarak yaklaşık 1,5 kilo kadar elma suyu çıkıyor. Köpüğü alınmassa koyu olarak pelte şeklinde yaklaşık 2,5 kilo kadar pelte konsantre çıkıyor. Elmanın sululuğuna göre bu ölçüler değişiklik gösterebilir Eğer elde rendelenirse köpük fazla çıkmıyor. Golden ve kırmızı her iki elmadandanda denedim,golden elma sıcakken tadı biraz ekşi oluyor,tatlı gibi gelmiyor,bu sizi yanıltmasın. Soğuyunca bir gün sonra tadı baya tatlanıyor,yoğun tatlı tadı hissediliyor. Kırmızı elma daha tatlı tadı baskın hissediliyor. Kavanoz olarak bir seferlik kullanabileceğimiz küçük kavanozları tercih ettik. Tüketme ve kullanma açısından kolaylık olur diye olanlara şimdiden kolay gelsin. Sizden ricam bin bir emekle hazırlayıp resimlediğim tariflerimi,kul hakkına girmemek için,deneyip paylaşırsanız, lütfen etiketlemeyi unutmayın. Katı meyve sıkacağında sıkılmış elma suyu,resimde gördüğünüz gibi üzerinde 1 parmak kalınlığında köpük oluştu. Malzeme Listesi 10 kilo elma 6,7 tane 300 ml kovanoz Tarif Elmaları katı meyve sıkacağından suyunu sıkın,tülbenten iki kere süzün. Sıkacağınız yoksa dert değil rendeleyerek hazırlayabilirsiniz,rendelenince katı meyve sıkacağındaki gibi köpüklenmiyor,tülbent inceliğindeki bez torbaya alın,suyunu sıkarak süzün,tekrar tel süzgeçten süzmeniz yeterli. Büyükçe derin tencereye süzdüğünüz suyu alın,ocağın kahve gözünde,iki,iki buçuk saat malzeme koyulaşana kadar,arasıra karıştırarak kaynatın,elma suyu yüksek ısıda kaynarsa içindeki tatlandırıcı şeker yanarak reaksiyona dönüşüyor,mümkün olduğu kadar düşük ısıda kaynatmak gerekir. Köpüğüyle kaynatıyorsanız üzerine tel süzgeç koyun,kaynarken hafif göbek atıyor,etrafa sıçratıyor,marmelat kıvamına gelene kadar kaynatın. Kıvam alınca ocağın altını kısın,kavanozları kaynayan sıcak sudan geçirin,kavanozları doldurun ağzını sıkıca kapatın soğumaya bırakın. Soğuyana kadar dışarda bırakın,soğuyunca mutfak kiler dolabına kaldırın,kapağı açılmadan bir sene boyunca dayanır,mutfak kilerinde durabilir. Kapağı açılan kavanozu buz dolabının soğutucu bölümünde saklayın,bir hafta içinde tüketin. Afiyet şifa olsun. Bu yazılarıda okumak isterseniz renkli yazıları tıklayın. Şeftali Şerbeti Erik Şerbeti Dut Şerbeti Hafifliği, lezzeti ve düşük Gİ’si ile içeceklerde, pasta ürünlerinde ve tatlılarda kullanılacak en tatlı alternatif. %100 organik elma suyundan elde edilen her bir organik damlanın, tatlı bir şifaya dönüştüğü Organik Elma Suyu Konsantresi, sağlıklı olarak hayatta kalmak için standart rafine şekere en doğal alternatif. Etkili bir tatlandırma gücüne sahip ve sakaroz içermeyen bu doğal meyve şekeri karışımı düşük bir glisemik indeksGİ sunar. Peki nedir “Glisemik İndeks”? Glisemik indeksGİ; karbonhidrat içeren bir yiyeceğin hazmedilip kana geçtiğinde kan şekerini yükseltme hızıdır. Glisemik indeksi yüksek besinler vücutta kan şekerini hızlıca yükseltir ve buna bağlı hastalıklara kapı aralar. Öğünlerimizde ve diyetlerimizde düşük Gİ’li besinler tüketmeliyiz. Böylece; kan şekerinde ani iniş çıkışlar olmaz, ihtiyacımız olan enerji depolanmış yağlarımızdan sağlanmış olur. Sık sık da insülin hormonu salgılanmadığı için insülin ve leptin direnci de gelişemez. Karaciğer, pankreas, mide ve bağırsaklar görevlerini tamamlayabilir, dinlenme ve toparlanma imkanı bulabilir. Eklem ağrıları ve artrit gelişmez, oluşmuş olanlar ise geriler. Bağışıklık sistemi güçlenir. Şeker hastalığı gelişmez. Diyabet hastalarında şeker kontrolü daha iyi sağlanabilir. Her türlü kanser riski azalır. Tansiyon normale döner. Vücuttaki kalori yükünü azaltır. Organik Elma Suyu Konsantresi, meyve tadı ve kokusu içermez. Renksiz ve kokusuzdur. Çay, kahve, süt gibi sıcak ve soğuk içeceklerde kullanabileceğiniz gibi, pasta, kurabiye, reçel ve sütlü tatlılarda şeker yerine kullanabileceğiniz bu lezzet sırrı ile, mutfağınızda ve damağınızda doğal bir fark yaratın. Elma en sağlıklı ve kuvvetli meyvelerden birisi olarak bilinir. Bu mucize meyve orta asya kökenlidir ve günümüzde dünyanın her yanında yetiştirilmektedir. Neredeyse tüm türleri insan sağlığı için büyük faydalara sahiptir. Peki elma suyu da bu kadar faydalı mı dersiniz? Elmayı hem su formunda tüketmek hem de onu meyve salatalarına katmak yahut doğrudan tüketmek mümkün. Bu nedenle onun meyve suyu formundaki faydalarına bir göz atalım. Elma Suyunun Faydaları 1- Kalp Sağlığına İyi Gelir Elma iyi bir süper antioksidan kaynağıdır ve bu nedenle kalp sağlığına iyi gelmektedir. Ayrıca vücuta potasyum sağlar ve bu mineral kalp sağlığı için önemlidir. Dolayısıyla her gün elma suyu tüketmek kalbin doğru fonksiyon göstermesi için gerekli. 2- Astımı Önler Elmanın en büyük avantajlarından birisi flavonoidlere sahip olmasıdır. Bu önemli besin, astım ataklarına engel olabilmektedir. Ayrıca flavonoidler akciğerlerin güçlü ve verimli kalmalarına da yardımcı olmaktadır. Son araştırmalar düzenli olarak elma suyu tüketen bireylerin diğerlerine göre daha kuvvetli akciğer fonksiyonlarına sahip olduklarını göstermektedir. 3- Karaciğeri Temizler Elmanın alkali bir meyve olması, onun karaciğerdeki atık ve toksinleri temizlemesine yardımcı olur ve ayrıca vücudun pH dengesini de düzenler. Elmanın kabuğunda bulunan pektin, sindirim sistemine destek çıkar. 4- Kolesterolü Düşürür Elma suyu diğer faydalarının yanında kolesterolün düşürülmesine de yardımcı olur. Vücuttaki fazla kolesterol düzeyleri genelde diğer kalp damar problemlerinin sebepleri arasındadır. Bu hastalıklardan korunmak için her gün elma suyu tüketebilirsiniz. 5- Kemikleri Güçlü ve Sağlıklı Tutar Elmada C vitamini, demir, boron gibi maddeler bol bulunur ve bu yüzden kemik yapısının güçlü ve sağlıklı kalmasına destek olur. 6- Bağışıklık Sistemini Güçlendirir Elmadaki bol miktarda C vitamini bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücudun mikroplar, bakteriler ile savaşını kuvvetlendirir. 7- Kanseri Önler Elma suyu kanser ve tümöre karşı oldukça iyi bir koruma sağlar ve bilhassa akciğer kanseri konusunda etkilidir. Flavonoid ve fenolik asit içeriği sayesinde tümör ve kanserli hücrelerin gelişimine engel olur. Elma sayesinde bu özel maddelere kolayca ulaşabilirsiniz. 8- Kabızlığa Çare Olur Kabızlık kalın bağırsakların dışkıdan fazla su emmeleri neticesinde ortaya çıkar. Elmada bulunan sorbitol ise bu soruna çare olur. Sorbitol kalın bağırsaklara ulaştığı zaman kolona su çeker ve bu sayede dışkının daha sulu olmasını sağlar ve kolayca ilerlemesine yardımcı olur. 9- Güzelliğe Katkı Sağlar Elma suyunun saç ve cilt için de ciddi faydaları mevcuttur. Cilt problemlerinin tedavisinde kullanılabilir ve inflamasyonlara, kaşınmalara çatlaklara ve kırışıklıklara engel olur. Saç derisine bir kaç dakika boyunca sürmek kepek ve diğer saç derisi problemlerinin önlenmesini de sağlar. 10- Göz Sağlığına İyi Gelir Elma suyunda bol miktarda A vitamini bulunur ve bu vitamin görüşün iyileşmesini sağladığı gibi göz bozukluklarına da engel olur. Elma Suyunun Besin Değerleri Elmanın faydaları ve besin değerleri nedeniyle uzmanlar her gün en az bir elma tüketilmesini öneriyorlar. Lakin çoğu kişi doğrudan elma tüketmek yerine onun suyunu tüketmeyi tercih ediyor. Taze elmadan sıkıldığı sürece elma suyunun besin değerleri elmaya oldukça yakın. Ticari elma sularında ise genellikle besin değerleri yok olduğu için taze sıkılmışı kadar fayda elde etmek mümkün değil. Elma suyunda vitaminler, mineraller ve antioksidanlar bol bulunduğu gibi, hiç kolesterol bulunmaz ve bunun yanında doymuş yağlar ve sodyum çok az miktardadır. Bu yüzden elmanın en sağlıklı meyvelerden birisi olduğu söylenebilir. Portakal suyu folik asit içerir mi? Yüzde 100 portakal suyunun bir bardağında 100 ml. yaklaşık 8 mikrogram folat bulunur. Bu miktar, günlük folik asit ihtiyacının yüzde 20’sini karşılar niteliktedir. Bebeklere meyve suyu verilir mi? Anne sütü alıp yeterli büyümeyi sağlayan bebeğe ilk 6 ay herhangi bir besin verilmez. 6 aydan sonra ek besinlere başlandığında meyve suları verilebilir. Bebeğe verilebilecek uygun meyve suyu ve miktarı için hekiminize başvurmanızı öneririz. Portakal suyu alerji yapar mı? Gıdaların, bazı bireylerde alerjik reaksiyona neden olabildiği bilinmektedir. Bu konuda en sağlıklı bilgi için hekiminize başvurmanızı öneririz. Portakal suyu bebeklere ne zaman verilir? Bebeğe gaz yapar mı? Anne sütü alıp yeterli büyümeyi sağlayan bebeğe ilk 6 ay herhangi bir besin verilmez. Sindirim sistemi 6 aydan sonra yeterli hale geldiği için 6. aydan sonra başlandığında sorun oluşturmaz. Bu konuda en sağlıklı bilgi için hekiminize başvurmanızı öneririz. Portakal suyu cilde sürülür mü? Bir antioksidan olan C vitamininin en iyi kaynağı portakal suyu ağızdan alındığında, cilt yaşlanmasına karşı koruyucu etki sağlayabilir. Ancak cilde sürülmesi ile ilgili bilimsel bir kanıt yoktur. Portakal suyu hangi ilaçla içilmez? Bazı gıdaların, bazı ilaçlarla farklı etkileşimler gösterebildiği bilindiği için bu konuda hekiminize başvurmanızı öneririz. Portakal suyu kabız yapar mı? Portakalda bulunan çözünür posa dışkının hacmini ve yumuşaklığını artırarak kabızlığı önler. Ancak portakal suyunda posa miktarı azalsa da kabızlığa neden olacak seviyeye inmez. Yine de, bu konuda en sağlıklı bilgi için hekiminize başvurmanızı öneririz. Portakal suyu mide yanması yapar mı? Meyve suyu, tavsiye edilen miktarlarda tüketildiği sürece, sağlıklı bireylerde midede herhangi bir soruna neden olmaz. Portakal suyu öksürüğe iyi gelir mi? Bu konuda doğruluğu kanıtlanmış bir bilgi yoktur. Portakal suyu şişkinlik yapar mı? Tavsiye edilen tüketim miktarına uyulması halinde kişiye özel bir sağlık problemi yok ise, gaz yapıcı bir etki beklenmez. Kişinin özelliklerine uygun olarak değerlendirme için hekiminize başvurmanızı öneririz. Portakal suyu tansiyonu etkiler mi? Bu konuda en sağlıklı bilgi için hekiminize başvurmanızı öneririz. Portakal suyu uykuyu etkiler mi? Portakal suyunun uykuyu etkilediğine dair doğruluğu kanıtlanmış bir bilgi yoktur. Portakal suyu yağ yakar mı? Vücuttaki yağın yanması için fiziksel aktivite ile aldığımız kaloriden fazlasını harcamamız gerekir. Bu nedenle tek başına hiçbir besin vücut yağlarını yakmada etkili değildir. Meyve suyu helal mi? Sektörde pek çok üretici, Helal sertifikasına sahiptir. Meyve suyu bağımlılığı var mıdır? Meyve sularının bağımlılık yaptığına yönelik herhangi bir bilimsel veri ya da bulgu bulunmamaktadır Meyve suyu gribe iyi gelir mi? Yüzde 100 portakal suyu gibi, C vitamini içeriği ile gribe iyi gelen meyvelerden üretilen meyve sularının, gribe iyi gelme olasılığı yüksek olmakla birlikte tüketicilerin, hastalıklarını giderme konusunda ilgili hekimlere başvurmaları önerilir. Meyve suyu lekesi nasıl çıkar? Meyvelerin kendisi gibi, meyve suları da zemine ve meyvenin özelliklerine göre farklı nitelikte lekelere neden olabilir. Lekenin çıkarılması hakkında temizlik malzemelerinin kullanma şartlarına uyulması tavsiye olunur. Meyve suyu ile sos yapılır mı? Yüzde 100 meyve suyu ve mutfak becerilerinizle, harika soslar yapabilirsiniz. Meyve suyunun vitamini kaçar mı? Meyve suları, içerdikleri meyve oranına bağlı olarak, meyvenin kendisinde bulunan vitamin miktarına en yakın içecektir. Pastörizasyon işlemi sırasında vitamin kaybı oluşabilse de, bu eser miktar seviyesinde kalmaktadır. Meyve suyu alkol içerir mi? Meyve suyu yapımında fermantasyon işlemi olmadığı için bu süreçte etil alkol oluşmaz. Meyvelerin kendisinde, doğal olarak etil alkol oluşumu görülebilir. Ancak ilgili mevzuat olan Tarım ve Orman Bakanlığı Türk Gıda Kodeksi’ne göre, meyve suyundaki doğal etil alkol oranı litrede 3 gramı aşamaz. Meyve suyu ishal yapar mı? Günlük tüketilen meyve suyu miktarı kişinin yaşı ve beslenmesi için tavsiye edilen miktardan çok daha fazla olur ise, ishale neden olma ihtimali görülür. Yine de bu konuda en sağlıklı bilgi için hekiminize başvurmanızı öneririz. Meyve suyu gaz yapar mı? Besinlerin gaz yapıcı özelliği kişiye göre farklılıklar gösterir. Bu konuda en sağlıklı bilgi için hekiminize başvurmanızı öneririz. Meyve suyu gastrit yapar mı? Bir besinin tek başına gastrit oluşturduğuna dair bilimsel bir bulgu mevcut değildir. Bu konuda en sağlıklı bilgi için hekiminize başvurmanızı öneririz. Meyve suyu reflü yapar mı? Bir besinin tek başına reflü oluşturduğuna dair bilimsel bir bulgu mevcut değildir. Bu konuda en sağlıklı bilgi için hekiminize başvurmanızı öneririz. Meyve suyu uyku kaçırır mı? Buna yönelik kanıtlanmış bir akademik bir bulgu yoktur. Bu konuda en sağlıklı bilgi için hekiminize başvurmanızı öneririz. Portakal suyu süt yapar mı? Bilimsel olarak anne sütünü artıran özel bir besin yoktur. Ancak emziren annenin salgıladığı süt nedeniyle artan günlük sıvı ve vitamin ihtiyacının karşılanmasında yardımcı olur. Portakal suyu ne zaman içilmelidir? Vitamin C açısından zengin meyve ve dolayısıyla meyve sularının yemeklerde tüketilmesi, demir emilimini olumlu etkilemesi sebebiyle önerilmektedir. Portakal suyunda var olan C vitamininin, demir emilimini kolaylaştırıcı özelliğe sahip olduğu bilinmektedir. Türk Tabipler Birliği tarafından yayınlanan Sürekli Tıp Eğitim Dergisi STED’nde yer alan makaleden detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. Portakal suyu demir emilimini etkiler mi? Vitamin C açısından zengin meyve ve dolayısıyla meyve sularının yemeklerde tüketilmesi, demir emilimini olumlu etkilemesi sebebiyle önerilmektedir. Portakal suyunda var olan C vitamininin, demir emilimini kolaylaştırıcı özelliğe sahip olduğu bilinmektedir. Türk Tabipler Birliği tarafından yayınlanan Sürekli Tıp Eğitim Dergisi STED’nde yer alan makaleden detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. Kaynak Portakal suyunun faydası nedir? Her meyve suyunun, içeriğinde bulunan meyvelere göre sağladıkları faydalar da değişiklik gösterir. Ancak bu, birinin daha yararlı olduğu değil, farklı noktalarda yararlı oldukları şeklinde yorumlanmalıdır. Bilimsel araştırmalara göre 100 gram portakal suyu; 152 mg potasyum, 11 mg kalsiyum, 15,3 mg fosfor, 36,4 mg C vitamini, 80 µg B1 vitamini, 20 µg B2 vitamini ve 0,29 mg niyasin gibi besin öğelerini içerir. Portakal suyu ayrıca, flavonoidler ve karetenoidler gibi vücuda yararlı maddeler için de iyi bir kaynaktır. Meyve suyu hamilelere zararlı mıdır? Pastörizasyon işleminden geçirilerek bakteri ve mikroorganizmalardan arındırılmış meyve suları, besleyici değerlerinin korunduğu güvenli ambalajlarda sunularak, hamilelik döneminde önem taşıyan mineral ve vitaminler için iyi bir kaynak olurlar. Hamilelik döneminde, en uygun gıda alımı için doktorunuzla sürekli temas önerilir. Ambalajlı meyve suyuyla detoks yapılır mı? Sindirim, gerilim, çevre gibi faktörlere bağlı olarak oluşan serbest radikallerin, hücreye ve DNA’ya zarar veren, bağışıklık sistemini zayıflatarak hastalanmayı kolaylaştıran, yaşlanma sürecini hızlandıran zararlı etkileri ortadan kaldırma görevi gören antioksidanların, sağlıklı yaşam için yeterli miktarda alınmaları önerilir. Meyve ve meyve suyu doğal antioksidan bakımından zengin gıdalardır. Özellikle meyve suyuna kırmızı rengini veren bileşiklerin antioksidan etkisi oldukça yüksektir. Bunlar, vişne, nar, üzüm gibi meyvelerde bulunur. Ambalajlı meyve suyu yemek yaparken kullanılabilir mi? İçeriği doğrudan meyvenin kendisi olan yüzde 100 meyve suları, yemek tarifine göre kullanıma uygun olabilir. Yüzde 100 meyve suları, katı meyvenin yerini tutmasa da, tat ve soslar için evde sıkılan meyve suyu gibi kullanılabilir. Karışık meyve suyu nasıl üretilir? Portakal, elma, nar, armut vb meyveler doğal yapıları gereği doğrudan ya da tek başına yüzde 100 meyve suyu olarak tüketime uygun meyvelerdir. Ancak bazı meyve türleri, tek başına yüzde 100 meyve suyu olarak tüketilmeye uygun değildir. Örnek olarak; koyu kıvamlı kayısı ve şeftali, ekşi tadı bulunan vişne ve limon sayılabilir. Dolayısıyla bunlar yüzde 100 meyve suyu olarak tüketilemez. Bu durumda iki tip yöntem uygulanabilir. Birinci yöntemde, meyve suyu bir miktar su ile seyreltilir, bu yüzden bozulan tat dengesinin yeniden sağlanması için şeker ve benzeri maddeler ilave edilerek nektar elde edilir. İkinci yöntemde ise; yüzde 100 meyve suyu olarak tüketilemeyen meyve sularına, başka meyve suları karıştırılarak yüzde 100 karışık meyve suları elde edilir. Bu uygulamaların tümü Tarım ve Orman Bakanlığı Türk Gıda Kodeksi’nde belirlenen yasal mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilir. Ambalajdaki hava almalar gıda zehirlenmesine yol açar mı? Doğallığından dolayı meyve uygun saklama koşulları sağlanmadığında nasıl küflenebiliyorsa meyve suyunda da aynı etki görülebilir. Herhangi bir sebeple darbeye maruz kalan ambalaj deforme olabilir, delik, hasar, sızıntı oluşabilir. Bunların sebep olabileceği olumsuz etkileri ortadan kaldırmak için, satın alma sırasında ambalajın hasarsız olmasına, raftan alındıktan sonra taşımada zarar görmemesine dikkat etmek gerekir. Sızıntı yapan, bombaj yapmış, şişkin ambalajları satın almamak ve satış noktasını uyarmak doğru olur. Ambalaj açıldıktan sonra tamamı tüketilemediği takdirde, kalan kısmının buzdolabında saklanması ve 2 gün içerisinde tüketimi tavsiye edilir. Uygun tüketim ve saklama koşulları için ambalaj üzerindeki bilgilerin okunması tavsiye edilir. Meyve suyu dolapta bozulur mu? Raf ömrü ne kadardır? Meyve suyunun raf ömrü konusunu anlamak için öncellikle pastörizasyon işlemini anlamakta fayda vardır. 1860’larda Fransız bilim insanı Louis Pasteur tarafından geliştirilen ve o günden bu yana tüm dünyada gıdaları güvenilir hale getirmek için kullanılan Pastörizasyon, patojenik bakterileri öldürmek ve enzimatik aktiviteyi azaltmak için ürünün ısıl işlemden geçirilmesidir. Amaç ürünü tüketim için daha güvenli hale getirmek ve ürünün raf ömrünü makul seviyeye uzatmaktır. Bozulmaya yol açabilecek mikroorganizmaların ölmesi için meyve suyu üretiminde de kullanılan bu yöntemde ürün, 30 – 60 saniye süresince 95 – 99 °C ısıda tutulur ve hemen ardından 20 santigratta soğutulur. Sonrasında aseptik uygulama ile her tür zararlı mikroorganizmadan arındırılmış bir bölmede steril ambalaja doldurularak anında kapatılır. Böylece besleyici bir gıda olan meyve suyunda, mikroorganizmaların maya, küf veya bakteri oluşumu engellenir. Meyve suyu bu sistem ile koruyuculara gerek olmadan güvenli, taze ve lezzetli şekilde muhafaza edilir. Özel geliştirilmiş karton ambalaj, cam şişe ya da teneke kutuda, mikroorganizma bulaşmayacak şekilde ambalajlanan meyve suyu, kapağı açılmadıkça tavsiye edilen tüketim tarihine kadar bozulmaz. Ambalaj açıldığında ise, havadan bulaşacak mikro organizmalar meyve suyunun zamanla bozulmasına sebep olur. Bozulma süresi sıcaklığa göre değişebileceği için buzdolabında daha geç, oda sıcaklığında daha erken bozulması beklenir. Kullanım ve saklama koşulları için en güvenilir bilgi ürün ambalajı üzerinde yer alır. Örnek Açıldıktan sonra buzdolabında muhafaza edilmeli, 2 gün içerisinde tüketilmeli gibi. Meyve suyu şekeri yükseltir mi? Gıdaların kan şekerini yükseltme hızının göstergesi olan glisemik indeks, besinlerde bulunan karbonhidrat miktarına göre hesaplanır. Buna göre, değeri 55’in altındaki gıdalar düşük, 55-69 arasında olanlar orta, 70’den fazla olanlar yüksek olarak sınıflandırılır. Meyvelerin kendisi gibi, sadece meyve içeren 0 meyve suları da, glisemik indeks değeri düşük, doğal şeker içeren gıdalar arasında yer alır. Detaylı bilgi için; uluslararası tıp camiasının önde gelen kuruluşlarından Amerikan Diyabet Derneği ADA yayınlarında Diabetes Care’de yayınlanan bilimsel makaleye başvurabilirsiniz. Diyabet hastalarının ve şeker düzeyini sürekli kontrol altında tutması gereken kişilerin, en uygun gıda diyeti için doktorlarına düzenli olarak danışması önerilir. Meyve suyu şişmanlatır mı, kilo aldırır mı veya zayıflatır mı? Dünya Sağlık Örgütü DSÖ, Sağlık Bakanlığı gibi uluslararası ve ulusal kuruluşlarn yayınlarında yer aldığı üzere şişmanlık ve daha ötesinde obezite olumsuz pek çok faktörün etkisi ile oluşmaktadır. Kişinin bireysel özelliklerini ve yaşam stilini dikkate almaksızın uyguladığı aşırı ve yanlış beslenme ile fiziksel aktivite yetersizliğinin yanı sıra, genetik, çevresel, nörolojik, fizyoloijk, biyokimyasal, sosyokültürel ve psikolojik pek çok faktör birbiri ile ilişkili olarak olumsuz etki yaratır. Bu konudaki ön yargıların aksine, meyve suyunun, uygun gıdalar ile birlikte tüketildiği takdirde, kilo yönetimine yarar sağladığını gösteren bilimsel araştırmalar mevcuttur. Özellikle portakala yönelik akademik çalışmaları ile dünya çapında kabul gören Sao Paulo Devlet Üniversitesi UNESP, Eczacılık Fakültesi, Gıda ve Beslenme Departmanı Beslenme Laboratuvarınca gerçekleştirilen ve Elsevier Nutrition Journal’da yayınlanan araştırma, düşük kalori diyetiyle birlikte portakal suyu tüketiminin, kilo kaybı ve obeziteye ilişkin göstergelerde düzelmeye yarar sağladığını göstermiştir. Kaynak Ayrıca, Avrupa’nın 7 ülkesinde, 1441 yetişkinin katılımıyla düzenlenen ve sonuçları European Journal of Clinical Nutrition EJCN’de yayınlanan FOOD4ME adlı araştırmanın bulguları da, meyve suyu tüketiminin, daha düşük beden kütle indeksi değerleriyle istatistiksel açıdan anlamlı olduğunu göstermektedir. Kaynak American Public Health Association tarafından yayınlanan bu makalede de, meyve suyunun obeziteyi tetiklediğine yönelik bilimsel herhangi bir bulgunun var olmadığı ifade edilmiştir. Kaynak Meyve suyunda şeker oranı kaçtır? Yüzde 100 meyve suları, sadece meyvenin kendisinde bulunan doğal şekeri içerir. Şeftali, kayısı, vişne gibi meyvelerin doğası gereği meyve suyuna geçişte meyve işleme tekniklerinde farklılık vardır. Bundan dolayı nektar adı verilen bu grupta meyvenin doğasına uygun olarak içilebilir kıvamı ve tadı tüketiciye sunabilmek için şeker ilavesi yapılabilir. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Nektarlara eklenmesine izin verilen şeker miktarı ise, yasal olarak Türk Gıda Kodeksi tarafından belirlenmektedir ve bu oran yüzde 20’yi aşamaz. Meyve suyu konsantresi ne demektir? Meyve sularının üretiminde teknik olarak iki yol izlenebilmektedir. Birincisi ve en yaygın olanı; kısa anlatımı ile, sıkılmış’, pastörize edilmiş’ ve içindeki suyun bir kısmı buharlaştırılarak konsantre edilmiş’ MEYVE SUYU KONSANTRESİ kullanmaktır. İkincisi ise sıkılmış’ ve pastörize edilmiş’ MEYVE SUYU kullanmaktır. Yani aradaki tek fark meyvenin suyunun buharlaştırılmasıdır. Markalar, konsantreden üretilen ürünleri, Tarım ve Orman Bakanlığı Türk Gıda Kodeksi gereği etiketlerinde “Konsantreden üretilmiştir” benzeri bir ifade ile belirtmek zorundadır. Türk Gıda Kodeksi nedir? Ülkemiz standartlarının belirlendiği Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin amacı; gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemelere ilişkin asgari teknik ve hijyen kriterleri, pestisit kalıntıları ve veteriner ilaç kalıntıları, gıda katkı maddeleri, aroma vericiler ve aroma verme özelliği taşıyan gıda bileşenleri, bulaşanlar, ambalajlama, etiketleme, numune alma, analiz metotları, taşıma ve depolama ile ilgili yatay ve dikey gıda kodeksine ilişkin esaslar ile coğrafi işaret ile ilgili özel hükümlerin belirlenmesine dair kuralları düzenlemektir. Ulusal mevzuatın hazırlanmasında Kodeks Alimentarius normları ve yaklaşımları temel teşkil etmektedir. Ayrıntılı bilgi için Kodeks Codex Alimentarius nedir? Kodeks Alimentarius Komisyonu KAK 1960’larda Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO ve Dünya Sağlık Örgütü WHO tarafından ortaklaşa kurulan ve Birleşmiş Milletlere bağlı bir kuruluştur. 188 üye ülkenin yanı sıra Avrupa Birliği’nin de üyeliği ile oluşan bu kuruluşun görevi dünyada gıda ile ilgili uygulamaların sağlık ve teknoloji yönünden standartlaştırılmasını sağlayarak tüm ülkeleri için güvenilir gıda üretiminde referans doküman niteliği taşır. KAK’a 1 Ekim 1963 yılından beri üye olan Türkiye, komisyonda Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından temsil edilmektedir. Meyve suyunun besin değeri nedir? Meyve suları, meyve oranlarına göre farklılık göstermekle birlikte meyveye en yakın beslenme değerlerine sahip içeceklerdir. 100 gram meyvenin vitamin miktarı ile yüzde 100 meyve suyunun vitamin miktarı ile hemen hemen aynıdır. Örnek olarak 100 gram portakal suyunda var olan önemli besin öğeleri şöyle sıralanabilir 152 mg potasyum, 11 mg kalsiyum, 15,3 mg fosfor, 36,4 mg C vitamini, 80 µg B1 vitamini, 20 µg B2 vitamini ve 0,29 mg niyasin Meyve suları ayrıca, flavonoidler ve karetenoidler gibi vücuda yararlı maddeler için de iyi bir kaynaktır. Kaynak Meyve suyu analizleri nasıl yapılır? Tüm gıdada olduğu gibi meyve suyu için de pek çok analiz mevcuttur. Bunlar genel olarak üretici firmanın münferit kalite kontrol sistemine, satın alma yapacak olan şirketin satın alma kriterlerine, ulusal veya uluslararası kamu otoritelerinin kalite kontrol sistemlerine göre şekillenir. Meyve sularında meyve oranının belirlenmesi için birlikte değerlendirilen fosfor, potasyum, magnezyum ve formol sayısı analizlerinin sonuçları ayırt edicidir. Bunun yanı sıra, pestisit, ağır metal, mikrobiyolojik bulaşma gibi konularda da hassas analizler yapılarak gıda güvenilirliği garanti altına alınır. Fabrikalar ayrıca izlenebilirlik sağlamak adına tüm partilerden şahit numune saklar. Böylece ürünler gerek rafa çıkmadan gerekse rafa çıktıktan sonra bozulma gösterdiği anda geriye dönük detaylı araştırma yapabilmek için bu numuneler kullanılarak sorun kaynağı tespit edilir ve sonraki üretimlerde bertaraf edilmek üzere kayda alınır. Meyve suyu fabrikaları hangi bölgede bulunur? Meyve suyu fabrikaları, meyve üretiminin yoğunlaştığı yöreler başta olmak üzere, yurdun dört bir yanında yerel tüketim için üretim yapmanın yanı sıra, her sene yaklaşık yüzde 95 dış ticaret fazlası yaratarak hem yerel hem ulusal ekonomiye büyük bir katma değer sağlamaktadır. Sadece meyve işlemekle kalmayıp, endüstriye dönük ham madde üretimi için de Türk çiftçisi ile yakın çalışan meyve suyu sanayisi, iyi tarım uygulamaları, yenilikçi tarım anlayışları ve doğal kaynakların akılcı kullanımı ile Türk toprağının verimini artırmayı, böylelikle ticari olduğu kadar çevresel sürdürülebilirliği de sağlamayı öncelikli hedefi saymıştır. Meyve suyu yararlı mıdır? Ne kadar tüketmem doğru olur? Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu tarafından yayınlanan Türkiye Beslenme Rehberi’ne TÜBER 2015 göre, günde 180 ml meyve suyu tüketimi önerilmektedir. Beslenme uzmanları ve çeşitli uzmanlıklara sahip olan tıp doktorları, meyve suyu içmek için çok sayıda neden sıralamaktadır; – Su miktarının yüksek olması – Mineral deposu olması potasyum, magnezyum gibi – Vitamin yüklü olması A, C, E, folik asit vb – Polifenol, karoten, antosiyanin vb bileşikler sayesinde antioksidan özelliğinin bulunması – Sıvının enerjiye hızlıca dönüşebilmesi Antioksidan nedir? Meyve suyunda bulunur mu? Antioksidan, organizmada serbest radikalleri tutan bileşiklerin genel adıdır. Sindirim, gerilim, çevre gibi faktörlere bağlı olarak oluşan serbest radikaller, hücreye ve DNA’ya zarar verir. Ayrıca bağışıklık sistemini zayıflatarak hastalanmayı kolaylaştırır ve yaşlanma sürecini hızlandırır. Antioksidanlar işte bu zararlı etkileri ortadan kaldırma görevi görürler. Bu nedenle sağlıklı yaşam için yeterli miktarda alınmaları önerilir. Meyve, sebze ve bir meyve türevi olan meyve suyu doğal antioksidan bakımından en zengin gıdalardır. Özellikle meyve suyuna kırmızı rengini veren bileşiklerin antioksidan etkisi oldukça yüksektir. Bunlar, vişne, nar, üzüm gibi meyvelerdir. Meyve suyu diş çürümesine neden olur mu? Diş çürümesine kolaylaştıran etkenler flor eksikliği ile ağız ve diş hijyeni eksikliğidir. Eğer bunlara özen gösteriliyor ve düzenli olarak diş fırçalanıyorsa, herhangi bir gıdanın, özellikle dişe yapışma olasılığı olmayan ve ağızda kalma süresi çok kısa olan sıvı gıdanın diş çürümesine sebep olma olasılığı neredeyse hiç yoktur. Aynı meyvenin suyu, markalara göre neden farklılık gösteriyor? Tarımsal üretimin en doğal ürünlerinden olan meyvelerin tadı, yetiştiği ortamın toprağı, suyu ve iklimi gibi tabii sebeplerden dolayı farklılık gösterir. Dolayısıyla aynı bölgenin farklı kesimlerinden toplanan meyvelerden üretilen meyve suları da farklılık gösterebilmektedir. Bu gerçek, birinin diğerinden daha iyi olduğu olarak algılanmamalı, sadece doğal çeşitlilik olarak kabul edilmelidir. Türkiye’de en çok hangi meyve suyu tüketiliyor? Türk meyve suyu tüketicisinin en fazla tükettiği meyve suyu çeşidi ve tadı, şeftali nektarıdır. Şeftali nektarını sırasıyla, karışık, vişne ve kayısı nektarı takip etmektedir. Yüzde 100 meyve sularında ise en çok elma suyu ve portakal suyu tüketilmektedir. Türkiye’de ne kadar meyve suyu tüketiliyor? Türkiye’de yüzde 100 meyve suyu ve nektar olarak kişi başı tüketim 1970’li yıllarda 0,4 litre iken, 2000 yılında 4,4 litreye, 2017 yılında ise 8,5 litreye ulaştı. Bu büyüme endüstrinin sorumlu üretimi ve tüketicinin bilinçlenerek doğru beslenmeye yönelişinin sonucudur. Öte yandan, gelişmiş ülkelerdeki dengeli beslenme bilincinin seviyesi ile kişi başı yıllık tüketimin Almanya’da 28,2 litre, Kuzey ve Güney Amerika’da toplam 29,5 litre olduğu dikkate alındığında Türkiye meyve suyu pazarının gelişiminin ve büyümesinin devam etmesi beklenmektedir. Çölyak hastaları meyve suyu tüketebiliyor mu? Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından yapılan tanıma göre Çölyak hastalığı ya da Gluten Enteropatisi, bağırsaklardaki sindirimi sağlayan villus [tüysü oluşumlar] denilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir sindirim sistemi hastalığıdır. Bu hasara buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi tahılların içerisinde bulunan glüten isimli bir protein neden olmaktadır. Tüm meyveler ve sebzeler ve dolayısıyla suları glüten içermedikleri için çölyak hastalarına tavsiye edilen güvenli gıdalar arasında yer alırlar. Her durumda, hastalığın kişiye özel etkileri göz önünde bulundurularak tüketim için uzman hekime danışılması tavsiye edilir. Ürün ambalajlarının geri dönüşümü sağlanabiliyor mu? Meyve suyu ambalajlamasında kullanılan kutu, cam şişe ve metal kutuların tümü, geri kazanılabilir malzemeden üretilir. Bu yasal olarak bir zorunluluk olduğu için, tüm üretici firmalar tarafından uygulanır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca tarihinde yayınlanan Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği ve tarihinde Ambalaj Atıkları Yönetmeliği adını alan yönetmelik gereğince, geri toplama ve geri kazanım mecburidir. Burada tüketiciye düşen önemli görev, ambalajları şişe, metal, karton, alüminyum poşet vs ayrıştırarak biriktirip, geri dönüşüm kuruluşlarının sağladığı toplama alanlarına atmaktır. Etiketteki hangi bilgiler daha önemlidir? Etiketlerde, üretici firma, içerik bilgileri, parti numarası, net miktar ile son kullanım tarihi veya tavsiye edilen tüketim tarihi zorunlu olarak bulundurulur. Bunun dışında firmalar, tercihlerine göre ek bilgiler de sağlayabilirler. Tüm bu bilgilerin dikkatle okunması ihtiyaca yönelik uygun tüketim için faydalıdır. Meyve suları ve benzeri ürünlerde belirtilen meyve oranları da beslenmeye katkısını ortaya koyan önemli bir göstergedir. Ürün ambalajları üzerindeki tarih bilgileri neyi ifade eder? Yasal dayanağı var mıdır? Tarım ve Orman Bakanlığı Türk Gıda Kodeksi Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği’ne göre, meyve sularının etiketlerinde Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi’nin TETT belirtilmesi şart koşulmuştur. Üretim tarihinin yazılması ise zorunlu tutulmaz, tamamen üretici firmanın tercihine bağlıdır. Meyve suyu, nektar gibi ürünlerin arasında ne fark vardır? Tarım ve Orman Bakanlığı Türk Gıda Kodeksi’ne göre meyve içeren içecekler, meyve oranına göre 4 kategoride tanımlanmıştır. Meyve suyu Meyve oran yüzde 100 Diğer adıyla yüzde 100 meyve suyu Meyve nektarı Meyve oranı yüzde 25-yüzde 99 Meyveli içecek Meyve oranı yüzde 10-yüzde 24 Aromalı içecek Meyve oranı yüzde 10’dan az Meyve suyu çürük meyveden mi yapılır? Meyve üreticisi çiftçilerin ürünleri iki ana sektörde değerlendirilir. Birincisi sofralık olarak adlandırılan ve direkt meyve olarak tüketilenlerdir. Diğeri ise bunlardan farklı olarak direkt tüketime tam elverişli olmamakla birlikte fabrikada işlenerek meyve suyu haline getirilebilecek ham madde niteliğindeki meyvelerdir. Meyveler fabrikaya ulaştığında en önce titizlikle ayıklanır. Bu sırada, işlenmeye uygun olmayan nitelikte meyveler ayrıştırılarak üretim bandından çıkarılır. Sanayinin olmazsa olmaz kriteri ürün kalitesidir. İster tüketime sunulacak ambalajlı ürün olsun, isterse ihraç edilecek konsantre, püre kıvamında ürün olsun işlenmeye uygun olmayan az miktarda meyve bile tüm üretimin kalitesini bozabilir. Ürünün sevkinden önce ve/veya sonra gerek iç kontroller gerekse yerli veya yabancı müşterinin veya kamu otoritelerinin talepleri doğrultusunda çok farklı analizlere tabi tutulan üründeki kalite bozukluğu net şekilde ortaya çıkacağı için sanayicinin uygunsuz ham madde kullanımı ile üretimini hem iş etiği hem de ticari olarak riske etmesi beklenemez. Sitrik asitin diğer adı krebs yani kansermiş. Bu doğru mu? Sitrik asit’ için rastlanan kanserojen algısının ortaya çıkması bir isim benzerliğine dayanır. Vücutta bulunan bir metabolik dönüşüm olan sitrik asit döngüsünü’ keşfeden Alman bilim adamı Ahns Krebs’den dolayı, bu döngü krebs döngüsü’ diye de anılır. Krebs’ kelimesi Almanca’da kanser’ anlamına gelir. Bu yüzden oluşan yanlış algı nedeniyle, sitrik asit’ ile kanser’ kelimeleri toplumda ilişkilendirilmektedir. Oysa, sitrik asit’, çoğu meyvede doğal olarak bulunan bir asit çeşididir ve kanser ile ilgisi yoktur. Meyve sularında kanserojen madde bulunur mu? Tarım ve Orman Bakanlığı Türk Gıda Kodeksi’nde çeşidi, kullanım şekli ve miktarı belirlenmiş olan maddelerden üretilen meyve sularında kullanılan herhangi bir maddenin kanserojen olduğuna yönelik hiçbir bilimsel bulguya rastlanmamıştır. Hangi meyve suyu sağlığa daha yararlıdır? Meyve sularının sağlığa faydası, içerdiği meyvelerin faydalarına göre değişir. Dolayısıyla, birinin daha yararlı olduğu ifadesi yerine farklı noktalarda yararlı oldukları ifadesi daha uygundur. Değerleri ve oranları değişmekle birlikte meyvelerin vitamin, mineral ve antioksidan içerikleri ile sağladıkları yararın, kullanıldıkları meyve sularında da bulunduğu kesindir. Her meyvenin suyu yapılabilir mi, içilebilir mi? Portakal, elma, nar, armut gibi meyveler doğal yapıları gereği doğrudan ya da tek başına yüzde 100 meyve suyu olarak tüketime uygun meyvelerdir. Ancak bazı meyve türleri, tek başına yüzde 100 meyve suyu olarak tüketilmeye uygun değildir. Örnek olarak; kayısı ve şeftali koyu kıvamlı olup, vişne ve limonun tadı nispeten ekşidir. Bu gibi çeşitli sebeplerden dolayı yüzde 100 meyve suyu olarak tüketilemezler. Bu durumda iki tip yöntem uygulanabilir. Birinci yöntemde, meyve suyu bir miktar su ile seyreltilir, bu yüzden bozulan tat dengesinin yeniden sağlanması için şeker ve benzeri maddeler ilave edilerek nektar elde edilir. İkinci yöntemde ise; yüzde 100 meyve suyu olarak tüketilemeyen meyve sularına, başka meyve suları karıştırılarak yüzde 100 karışık meyve suları elde edilir. Tüm bu uygulamalar Tarım ve Orman Bakanlığı Türk Gıda Kodeksi’nde yer alan yasal mevzuat ile belirlenmiştir ve yasal kontroller ile takip edilmektedir. Evde sıkılmış meyve suyu ile hazırlanan meyve suyu arasında besin değeri farkı var mıdır? Evde sıkılan meyve suyu ile hazır meyve suları arasında besin değeri açısından çok az bir fark bulunur. Meyve suyu elde edilirken uygulanan ısıl işlem sırasında meyve suyunun sıcaklığa maruz kalma süresine bağlı olarak vitamin değerlerinde çok az bir kayıp görülebilmektedir. Minerallerde ise herhangi bir kayba rastlanmaz. Meyve suyu paketlendikten sonra raf ömrü ne kadardır? Meyve suyu çeşitleri arasında farklılık gösterir mi? Meyve sularının raf ömrünü belirleyen tek etken, üretim sürecinde, dolumdan önce uygulanan PASTÖRİZASYON işlemidir. Bu, bir ısıl işlemdir. Uygulanan ısı derecesinin yüksekliği ve bu ısı derecesine maruz kalma süresine bağlı olarak içeceğin raf ömrü’ belirlenir. Raf ömrü çok büyük oranda bu ısıl işleme bağlı olduğu için, hangi meyve çeşidi olursa olsun, eğer aynı işlem uygulanmış ise raf ömürleri de aynı olur. Güvenli saklama için ürün etiketindeki kullanım ve saklama koşulları bilgilerine uyulması tavsiye edilir.

elma suyu konsantresi zararlı mı